Türkiye ve Dünya Gerçekleri

TransAnatolie Welcomes You  to Turkey

 

Ergenekon


 

 

Home ] Up ] Türkiye Gerçekleri ] Strateji ve Politikalar ] İçerik ] Ara ]

 

 

 

 

Up
Ergenekon Davaları

‘Ergenekon: Küresel Çatışmanın Türkiye’deki Kod Adıdır, Aynen Türban Gibi’, Erol Manisalı
   

Yaşamakta olduğumuz inanılmaz olaylar “yeni küresel darbelerin Türkiye’ye yansımalarıdır”.

 

 

  • Soğuk savaş sonrasında ABD ve AB’nin küresel politikalarında Ortadoğu ve Türkiye yaşamsal bir önem taşıyor.

 

  • Ortadoğu’daki en önemli ülke olan Türkiye bir laboratuvar gibi işlenip hazırlanıyor. Türkiye’nin tamamen denetim altına alınması Kürdistan, İran ve Suriye politikaları bakımından önem taşıyor.

 

  • ABD, İngiltere ve İsrail’in öncülüğünde “Türkiye’de olması istenenler”, 1990’lı yıllarda planlanmış, yazılmış ve uygulanmaya başlanmış. Tabii, içerdeki işbirlikçilerle birlikte.

 

 

Ancak ortada engeller var:

 

 

  • TSK direnç gösteriyor.

 

  • Kendilerine “ulusalcı cephe adını veren” cumhuriyetçi, Atatürkçü, laik, sosyal hukuk devletini ve demokrasiyi savunan çok geniş bir kesim var.

 

  • Üniversitelerde, sokakta, iş ve işçi çevrelerinde, bürokraside, köyde, kentte 80 yıldır oluşmuş bir yaşam tarzı var. Bunlar ulusalcı cepheye destek veriyorlar.

 

  • İstanbul’da, Ankara’da, İzmir’de, Antalya’da, Manisa’da, her yerde milyonlar meydanlara koşuyor. “Ne ABD ne AB, bağımsız Türkiye” diyerek yeri göğü çınlatıyorlar. Güney Amerika’dakini anımsatan gelişmeler görülüyor.

 

 

Bütün bunlar ABD ve AB’nin Ortadoğu ve Türkiye politikalarına ters düşüyor.

 

Batı’nın planlarının yürümesi için bu direncin ve engellerin temizlenmesi isteniyor.

 

ABD ve AB’nin küresel egemenlik girişimlerine karşı yalnız Güney Amerika’da değil, Asya’da 2001 yılından beri Şanghay İşbirliği Örgütü gelişiyor. Çin, Rusya, Hindistan yanlarına aldıkları Türki Cumhuriyetlerle yoğun stratejik ilişki içindeler.

 

ABD ve AB’nin Ortadoğu politikasına karşı çıkıyorlar.

 

  • Türkiye’de halk, siyasal partiler, asker göz ucuyla bu gelişmeleri görüyor. Bir de, “Batı’nın Türkiye üzerindeki planlarına bakıyor”; bu iş böyle yürümez diye tepki gösteriyor.

 

 

Yoldaki taşların temizlenmesi…

 

TSK başta olmak üzere, Batı’nın Türkiye üzerindeki “kampanyasına” karşı çıkanların temizlenmesi, sindirilmesi gerekiyor.

 

Küresel çatışmanın Türkiye ayağında ortaya çıkan bu sorunun temizlenmesi “kampanyasına” verilen ad, Ergenekon’dur. İşin özüne uygun Batı’nın çok doğru ve kendine göre çok haklı olarak koyduğu bir isimdir.

 

“Ergenekon, Cumhuriyet, Mustafa Kemal, bağımsızlık, devrimler ya da özgürlük” hiç fark etmez, hepsi de aynı kapıya çıkar.

 

Bu kapı işbirlikçilerin ekmek kapısı değildir; bu kapı bağımsızlığa, özgürlüğe, Cumhuriyet devrimlerine, sosyal hukuk devletine, katılımcı demokrasiye giden bir “duruşun yoluna açılır”. Emperyalizme karşı mücadeleyi simgeler.

 

İşte bunun için,

 

  • Büyük Ortadoğu Projesi’ne karşı çıkanların,

 

  • AB’nin Türkiye’yi tek yanlı bağlayarak, “bekleme odasında iğrap etmesini istemeyenlerin”,

 

  • Batı tekellerinin piyasayı, tarımı, sanayiyi işgal etmesine direnerek, “sosyal hukuk devletini savunanların”, “bir kampanya ile” tasfiye edilmeleri gerekiyordu.

 

 

Fay hattındaki Türkiye

 

Soğuk savaş sonrasında Batı kapitalizmi ile “diğerleri” arasında bir çatışma yaşanıyor. Bu çatışmada Türkiye, fay hattının üzerinde bulunuyor.

 

Kırmızı çizginin bir yanında bölge ülkelerinin sınırlarını, rejimlerini kendilerine göre değiştirmek isteyenler var; öbür tarafta buna karşı çıkan ulusalcılar, halkçılar, sosyal devleti ve katılımcı demokrasiyi savunanlar bulunuyor.

 

Ergenekon, küresel çatışmanın Türkiye’deki kod adıdır. İşgalciler dün de; işbirlikçi dincilerle anlaşarak Mustafa Kemal’e karşı fetva çıkarmadılar mı?

 

İngilizle anlaşan dünkü şeriatçılar, Mustafa Kemal’e karşı “neler iddia etmişlerdi”?

 

Bugünkü “iddia”nın dünkünden farkı var mı?

 

   

TransAnatolie Tour

 
 

 

 

 

 

Home ] Up ] Türkiye Gerçekleri ] Strateji ve Politikalar ] İçerik ] Ara ]