'KKTC’de
Amerikan ve İsrail Üsleri mi?', Erol Manisalı
Son aylarda herkes Talat-Hristofias
görüşmeleriyle oyalanırken örtünün altında çok garip operasyonlar
yürütülüyor.
- Geçitkale Havalimanı KKTC’nin kuzeydoğusunda, G. Magosa’ya yakın bir
yerdedir. TSK tarafından inşa ettirilmiş askeri bir tesis (üs) olmakla
birlikte, Ercan’ın bakım ve onarımı yapıldığı dönemlerde, sivil
havalimanı olarak da zaman zaman kullanılıyor.
Türkiye ve KKTC bakımından stratejik bir öneme sahip olan bu askeri
havalimanı KKTC hükümeti tarafından ihale ile CAS adlı ve 2005’te
kurulmuş bir İngiliz şirketine verildi. İşin arkasında, “Amerika’nın
bulunduğu” ısrarla söyleniyor.
AKP hükümetinin izin ve onayı olmadan bu işlem kesinlikle yapılamaz.
Ankara bu stratejik askeri üssü İngilizlere (ve Amerikalılara) neden
devretti? Üstelik kamuoyuna, “Asil Nadir’e veriliyor” şeklinde yanıltıcı
bir açıklama da yapıldı. Bu açıklama sonradan yalanlandı.
- İkinci ilginç gelişme ise KKTC hükümetinin bir İsrail şirketine, “5000
kişinin yaşayabileceği bir kasaba inşaatı ve yönetimi” konusunda izin
vermesi. Ne tesadüftür ki bu inşaat alanı Geçitkale Havalimanı’nın 20-25
km doğusunda bulunuyor.
- Başka bir gelişme daha da çarpıcı; yine aynı bölgede İsrail şirketine
KKTC hükümeti tarafından verilen bir izin var; İsrail firması iki liman
inşa edecek ve işletecek. Üstelik bir tanesi, “uçak gemilerinin
yanaşabileceği derin liman özelliğini taşıyor.” 16 metre derinliğe sahip.
KKTC hükümeti Ankara hükümetinin de izni ile İngiliz (ABD) ve İsrail
şirketlerine “havaalanları, limanları, yerleşim yerleri” inşa etme,
işletme ve “uzun yıllar tasarrufunda bulundurma” yetkisi veriyor.
KKTC’de meydana gelen bu gelişmelerden ne gibi sonuçlar çıkarılabilir?
Yarın neler olacak?
1) ABD, İngiltere ve İsrail’in katkısı ile KKTC’ye askeri olarak
yerleşme hazırlıkları içinde görülüyor. İngilizlere (ve Amerikalılara)
ait yeni kurulan bir şirket askeri havalimanını ihaleyle eline
geçiriyor.Yakınına İsrail şirketi 5000 kişinin (personelin) yaşayacağı
bir kasaba inşa ediyor. Ve yine bir İsrail firması, uçak gemilerinin
gireceği derinlikte liman yaparak yönetimini (ve tasarrufunu) elde
ediyor. Son gelişmeler bu olasılıkları akla getirmez mi?
2) Lefkoşa’da M. Ali Talat, Ankara’da AKP var; bunlar ABD, İngiltere ve
İsrail’in bölgedeki yeni ortakları. Alelacele, medya şaşırtmaları
yapılarak yürütülen ihaleler… Anadolu’nun korunmasının önemli
tesislerinden biri olan Geçitkale Havalimanı’nın CAS’ye terk edilmesi.
Derin limanlar ve 5000 kişilik kasaba inşaatı.
KKTC’de sanki, Batı işgal ordularının altyapısı hazırlanıyor. ABD,
İngiltere, İsrail, AKP ve Talat hattını yan yana oturttuğumuz zaman
resim daha da netleşiyor.
3) Kıbrıs’ın güneyi, yani Rumların Kıbrıs Cumhuriyeti 1 Mayıs 2004’te
AB’ye tam üye yapılmış ve onun şemsiyesi altına alınmış.
Adanın kuzeyi yani KKTC’nin bulunduğu bölge ise Batı’nın diğer ortakları
olan ABD ve İsrail tarafından paylaşılacak. Petrolü için değil. Arap
ülkeleri, İran ve Türkiye’ye tepeden bakan bir kartal yuvası gibi,
stratejik konumu yüzünden.
Geçmiş yıllarda Kıbrıs’ın,Türkiye ve Yunanistan arasında taksiminden söz
edilirdi. Oysa ada, AB ile ABD (ve İsrail) arasında paylaşılıyor. Kıbrıs
adası, BOP için savaş arabalarının geçeceği yeni Roma İmparatorluğu’nun
ön karakolu oluyor.
Kıbrıs ve BOP
Adanın güneyine İngiliz üsleri, Dikelya ve Agratur yıllardır, Batı
emperyalizminin simgeleri olarak yerleşmişler. AB’nin diğer büyükleri de
yavaş yavaş geliyorlar.
Kıbrıs’ın kuzeyine ise ABD ve İsrail yerleşiyor. İdeal bir ortam
hazırlanmış. Türkiye “tek yanlı AB süreci içinde kıstırılarak” adadan
yavaş yavaş tasfiye ediliyor. Geçitkale Askeri Havalimanı (üssü) elinden
alınıyor. M. Ali Talat ve AKP gibi stratejik ortaklarla bu işi tıkır
tıkır yürütüyorlar. Tayyip Erdoğan daha milletvekili bile olmadan, Kasım
2002’de, “40 yıllık Kıbrıs politikamız değişecek” diyordu.
Bu değişiklik geldi çattı; ada Türkler ve Rumlar arasında değil, ABD ile
AB emperyalizmi arasında paylaşılıyor.
Kıbrıs BOP için olağanüstü stratejik bir konuma sahiptir. Kafkasya,
Körfez, Doğu Akdeniz arasındaki enerji bölgesine sahip olmak ve yönetmek
için Kıbrıs adasının bir savaş makinesi gibi işletilmesi gerekiyor.
- 1992’den itibaren AB, Türkiye ve Kıbrıs planlarını uygulamaya soktu.
- AKP iktidara getirilirken M.Ali Talat’lar da beraberinde
hazırlanıyorlardı. Tek yanlı belgeler, AKP ve Talat’lar yan yana gelince
her şey çorap söküğü gibi gitti.
İleride Kıbrıs adasında, turistler değil asker postalları, füzeler,
süper jetler görülecek. Boşuna buraya, “Bu bir ada değil, dev bir uçak
gemisidir” dememişler?
|