| 
            
			
			
			 
			
			
			Mustafa Filmi Hakkında 
			
			
			
			
			"Mustafa" filmi Kürtlere özerklik adına operasyondur! 
			
			
			
			
			Atatürk 'Mustafa'yı görse... 
		
			
		
		
			
			  
			
			Hayır ben 
			komplo teorisi bilmem, hamaseti de sevmem. 
			
			Dolayısıyla 
			yazacaklarım bu çerçevede değildir. 
			
			Tarih: 29 
			Ekim 2008, yani Cumhuriyetimizin 85. kuruluş yıldönümü. 
			
			Tam bu tarihe ilginç bir olay denk 
			getiriliyor. 
			
			Can Dündarın hazırladığı 
			Atatürkü anlatan Mustafa filmi büyük gürültülerle vizyona 
			sokuluyor. 
			
			Önce Can 
			Dündarın kimliğini hatırlatalım. 
			
			Babası MİT 
			görevlisi, kendisinin ne olduğu ise meçhul. 
			
			Dündar bir 
			gün devrimcidir, öbür gün AB taraftarı. Bir gün İslamcıları ve 
			PKKyı bile kucaklayan sözde özgürlükçüdür, öbür gün Kemalist. Bir 
			gün masa başı belgesellerini finanse eden şirketlerin sözcüsüdür, 
			ertesi gün özel girişim düşmanı. Bir gün ÖDPlidir, ertesi gün 
			Ecevitçi, yani kısacası ne olduğu belli olmayan bir meçhul adamdır. 
			
			Boğuk sesli 
			romantik Che Guavera pozlarındadır ama köşeli, yani tarif edilebilir 
			değildir. Çizgisi ve tutarlılığı yoktur. İlişkileri ise kafa 
			karıştırmaktadır. 
			
			Haksızlık mı 
			ediyorum... 
			
			Son teşebbüsü Mustafa filmini 
			sorgulayalım. 
			
			Dündar bu 
			belgesel filmde güya insan Mustafa Kemali anlatıyor, ama gerçek bu 
			değil. 
			
			İnsani boyut 
			sadece kamuflaj, yani kılıftır. 
			
			Gerçekte 
			yapılan psikolojik bir operasyondur. 
			
			Önce filmde gizlenerek verilen ince 
			mesajlara bakalım: 
			
			1) Atatürkün kendi sözleriyle güya 
			Kürtlere özerklik verilmesi fikrinde olduğu ortaya konuyor. 2) 
			Atatürkün, cahillerin seviyesine inmem diyerek halkı güya 
			aşağıladığı mesajını veriyor. 
			
			3) Kendi heykellerini diktiren bir 
			diktatör olduğu imajı  bilinçaltına pompalanıyor. 
			
			4) Atatürk için günde bir büyük rakı 
			ve üç paket sigara  içiyordu denilerek dolaylı olarak adeta içki 
			düşkünü ayyaş portresi çiziliyor. 
			
			5) Atatürk için çevresinde kimse 
			kalmamıştı ve yalnız öldü denilerek kişiliğiyle ilgili şüpheler 
			uyandırılmaya çalışılıyor. 
			
			6) Atatürkün manevi oğlu için gerçek 
			oğluydu havası verilerek gayrimeşru ilişkileri ve de çocuğu olduğu 
			imaları yapılıyor. 
			
			Sorarım size böylesine uçuk 
			mesajların ustalıkla yerleştirildiği filmin Cumhuriyetin kuruluş 
			gününde farklı bir ambalajla vizyona konması operasyon değil de 
			nedir? 
			
			Hayır hayır, ben Atatürk için 
			Peygamber misali günahsızdır  diyenlerden değilim. Atatürk de 
			insandır, eksiği, zaafları elbette olmuştur. Söylemek istediğim 
			bulunduğumuz bu konjonktürde böylesine kafa karıştırıcı mesajların 
			neden verildiğidir. 
			
			Yooook hiç kimse bu durumu bana 
			tesadüf diye izah edemez! 
			
			Bir tarafta 
			dış dinamiklerin arkasında olduğunu bizatihi MİT yöneticilerinin 
			söylediği Ergenekon operasyonu, diğer tarafta  yaşanan Kürt 
			kalkışması ve özerklik talepleri ve tam bu süreçte Atatürkün 
			Kürtlere güya muhtariyet istediğini anlatan filmin gösterime 
			sokulması. 
			
			Anlayamadığım, 
			Genelkurmayın bu filme niçin destek verdiğidir? 
			
			Tamam 
			desteği veren mevcut Genelkurmay Başkanı  Orgeneral Başbuğ değil 
			Yaşar Büyükanıttır da bu neyin nesidir? 
			
			Filmi 
			beğendiğini açıklayan Yaşar Paşa da yoksa Kürtlere  muhtariyet mi 
			istiyor? 
			
			Düşünüyorum 
			da biz ve bizim gibi düşünenler herhalde kraldan çok kralcıyız. 
			
			Baksanıza 
			Atatürkun ordusu ya da onun bazı komutanları böyle bir tavrı 
			takınıyorsa bize ne oluyor ya da biz niye çırpınıyoruz ki! 
			
			Hem bu ordunun eski Deniz 
			Kuvvetleri Komutanının oğlu değil midir Çanakkaledeki şanlı 
			zaferimizi Anzak destanına çeviren! 
			
			Yok yok, 
			tablo bu olsa da ben duramam, yine de itirazımı sürdüreceğim. 
			
			Bak Yaşar 
			Büyükanıt, bak Özden Örnek, bak Can Dündar; Mustafa Kemal, vatan 
			yapılan bu coğrafyada birlikte yaşama adına, bölünmezlik adına 
			semboldür. Adı üstündeki titizliğimiz onun içindir. Semboller paspas 
			yapılırsa bütünlük de kaybedilir. Mustafa Kemali maske takıp 
			aşındırmak ve aşağılamak, bu milleti aşağılamakla eşanlamlıdır... 
			
			  
			  
			
			Sabahattin ÖNKİBAR  
		
		
			
		
		
			
			  
			
			DİYELİM ki 
			Atatürk beyaz atının üzerinde çıkageldi, yanında İsmet Paşa, 
			komutanları, yaverler... 
			
			  
			
			Aşağıda 
			Cumhuriyet Bayramı ve herkes "Mustafa"yı seyretmek için kuyruklarda. 
			
			  
			
			Atatürk, 
			İsmet Paşa'nın kulağına eğilerek: 
			
			  
			
			"Şu arkada, elinde bazuka gibi boru 
			olan, topçu neferi midir?.." 
			
			  
			
			İsmet Paşa: 
			
			  
			
			"Hayır Gazi Hazretleri, o Can Dündar, 
			muharrir... Elindeki kamera aleti, hususiyeti sinema çeker..." 
			
			  
			
			"Niye atlarımızın kıçını çekiyor?.." 
			
			  
			
			"Buna 'insani boyut belgeseli' 
			diyorlar..." 
			
			  
			
			Ata: 
			
			  
			
			"İlke ve inkılaplar yönü ile de 
			belgesel imal ederler mi bu fikriyatta olanlar?.." 
			
			  
			
			"Sponsor lazım..." 
			
			  
			
			"Sponsor bir nevi milli şuur gibi bir 
			şey midir?.." 
			
			  
			
			İsmet Paşa: 
			
			  
			
			"Hayır Gazi Hazretleri, parayı 
			veren... Parayı kim veriyorsa, şuur o cihette nüks etmektedir..." 
			
			  
			
			Atatürk: 
			
			  
			
			"Pekiiii... Aziz milletimiz sinemaya 
			girip, aziz askerlerimizin cephelerde elde ettikleri muazzam 
			zaferleri vefa hissiyatları içinde mi seyretmekte?.." 
			
			  
			
			İsmet Paşa: 
			
			  
			
			"İnsani yön belgeseli hesabıyla 
			bakmaktadırlar, gece karanlıkta önderimiz ne yapmakta..." 
			
			  
			
			Ata: 
			
			  
			
			"O karanlık gecelerde uykusuz kalıp 
			bir hür vatan yaratma sancılarımın acısını anlamışlar demek ki..." 
			
			  
			
			İsmet Paşa fısıldayarak: 
			
			  
			
			"Hayır, bir oturuşta büyük rakı 
			içtiğiniz, gece karanlıktan korktuğunuz ima edilmekte..." 
			
			  
			
			Atatürk hüzünle: 
			
			  
			
			"Buna asıl aydınlıktan korkan 
			hilafetçiler sevinecekler... Onlar hálá dergáhlarında oturuyorlar mı 
			İsmet?..." 
			
			  
			
			İsmet Paşa: 
			
			  
			
			"Hayır Gazi Hazretleri, devletin 
			tepesinde oturuyorlar..." 
			
			  
			
			"Peki, Cumhuriyet Bayramı diye neyi 
			kutlamaktadır bu millet..." 
			
			  
			
			İsmet Paşa: 
			
			  
			
			"Cumhuriyetten geri kalanını..." 
			
			  
			
			Atatürk, 
			atını çevirir: 
			
			  
			
			"Gidelim Paşa..." 
			  
			  
			
			Bekir COŞKUN 
						
		
		   |