Türkiye ve Dünya Gerçekleri

TransAnatolie Welcomes You  to Turkey

 

Çatışma


 

 

Home ] Up ] Türkiye Gerçekleri ] Strateji ve Politikalar ] İçerik ] Ara ]

 

 

Karadeniz ] BATI ] [ Çatışma ] Batı & Gürcistan ] Gürcistan ] Ermenistan ] Ahmaklık ]

 

 

Up

Karadeniz’de Amerika-Rusya Çatışması ve Türkiye

   

ABD, Irak’ın işgalinden sonra gözlerini Karadeniz’e dikti. BOP’un yürütülebilmesi için Rusya’nın önünün kesilmesi ve İran’ın vurulması gerekiyor. Ancak işler ABD, İngiltere ve İsrail’in, 1990’lardaki öngörüleri doğrultusunda gelişmiyor; büyük sorunlar var.

- ABD büyük bir kriz yaşıyor. Buna karşın 2008’de askeri harcamalarını 460 milyar dolara yükseltti (*). Oysa 2007’de bütçesindeki açık 739 milyar dolardı. Askeri operasyonlarla, içerdeki krizi dünyaya yaymak istiyor.

- Rusya Putin sonrasında yeniden güçlendi. Hem Asya’da hem AB içinde “sağlam ortaklar” buldu, doğalgaz ile AB’yi bağladı.

- Şanghay İşbirliği Örgütü içindeki devlerin son 3-4 yıldır ortaya koydukları dayanışma, ABD’nin küresel konumunu olumsuz etkiledi.

- ABD Irak işgalinden sonra dünyada değil Batı’da da yalnız kaldı.

ABD, İngiltere ve İsrail bu olumsuz konjonktür içinde BOP’u yürütmeye çalışıyorlar. Bu nedenle Karadeniz’de ABD üstünlüğünün sağlanması “özellikle Washington’ın küresel konumu açısından” hayati bir önem taşıyor.

ABD ve Karadeniz hattı

Filosu ile Karadeniz’e yerleşmiş bir Amerika’nın elde edeceği çıkarların bazıları şunlardır:

1) Rusya’nın önü kesilmiş olacak ve Washington Güney Kafkasya’da öne çıkacaktır.

2) Gürcistan ve Ermenistan üzerinde elde edeceği “yeni askeri olanaklar” ile İran üzerinde etkisini genişletecektir.

3) Almanya ve Fransa’nın “Rusya ile olan iyi ilişkileri ve doğalgaz bağımlılıkları”, zamanla değiştirilebilecektir.

4) Türkiye üzerindeki yeni projelerin uygulanması olasılığı güçlenecektir.

5) ABD’nin, Boğazlar üzerindeki etkisi artacaktır.

6) Fener Patrikhanesi’ni “Vatikanlaştırma” ve bölgedeki 200 milyon Ortodoks nüfusu etkileme konumu sağlamlaşacaktır.

AB ve Amerika’nın ortak çıkarları

Almanya ve Fransa ile kimi küresel paylaşım sorunlarına rağmen ABD, “Batı kapitalizmi ve Hıristiyanlığı” içinde Avrupa’yla stratejik ortak konumundadır. Henry Kissinger ve Z. Brzezinski’nin son 20 yıl içinde sürekli vurguladıkları gibi, “ABD’nin küresel üstünlüğünü sürdürebilmesi için, AB’yi yanına alması gerekmektedir”.

- Körfez krizi ve AB’nin 1991’deki Maastricht Anlaşması sonrasında, “AB’nin genişleme politikası” ile, ABD’nin “NATO’laştırma politikası” bütünleştirildi.

Polonya’dan Bulgaristan’a kadar eski Doğu Avrupa ülkeleri NATO ve AB’ye birlikte alındılar. Doğu Avrupa ülkelerinin siyasi, iktisadi ve askeri olarak Batı kapitalizmine devşirilmeleri, NATO ve AB üzerinden yapılmıştır.

- ABD ve stratejik ortaklarının 2003’teki Irak işgalinin ardından 2004’ten itibaren Kıbrıs Cumhuriyeti ve Doğu Avrupa ülkeleri “Batı şemsiyesi altına sokuldular”.

H. Kissinger ve Z. Brzezinski’nin önerileri fiilen uygulamaya kondu. Bu durum Karadeniz’deki ABD varlığı için de geçerlidir. Bulgaristan ve Romanya AB’ye ve NATO’ya alındıktan sonra ABD, bu ülkelerde askeri üs inşaatına başladı. ABD ile Polonya arasında “füze kalkanı” konusunda anlaşmaya varıldı.

Önümüzdeki yıllarda Gürcistan ve Ermenistan’ın AB’ye alınmaları ile birlikte NATO üyelikleri de gündeme gelecektir.

Karadeniz’de Türk-Rus ortak çıkarları

ABD filosunun Karadeniz’e sokulmaması konusunda Türkiye’nin ve Rusya’nın çıkarları örtüşmektedir. Karadeniz’de Washington’ın egemenliğinin artması, Türkiye için şu sakıncaları getiriyor:

- İktisadi ilişkiler başta olmak üzere, Türk-Rus ilişkilerinin “sabote edilmesi” olasılığı ortaya çıkar. Doğalgaz da bunun içindedir. Oysa Türkiye, enerji gereksiniminin yüzde 65’ini Rusya’dan sağlıyor.

- Türkiye üzerinde, Ermenistan (ve diyaspora) baskısı genişletilebilecektir.

- Boğazların statüsünün değiştirilmesi için baskılar yoğunlaşacaktır.

- ABD ve AB’nin, Kürdistan projelerini “Kafkasya’ya yayma girişimleri” başlayacaktır.

- Rusya’nın da karşı olduğu, “Patrikhane’yi Vatikanlaştırma girişimleri” artacaktır.

Bu konularda Türkiye’nin ve Rusya’nın çıkarları birleşmektedir. Rusya’nın yanına İran’ı da eklemek yanlış olmaz.

Erol Manisalı



(*) SIPRI Raporu, 2007
 

   

 

   
   
   
 
 

 
 

 

 

 

 

 

Home ] Up ] Türkiye Gerçekleri ] Strateji ve Politikalar ] İçerik ] Ara ]

Karadeniz ] BATI ] [ Çatışma ] Batı & Gürcistan ] Gürcistan ] Ermenistan ] Ahmaklık ]