“Büyük Felaket”
Özür kampanyasını düzenleyen dört kişiden biri olan Dr. Cengiz Aktar, kampanyayı
izah ederken diyor ki:
“Bu kampanyanın öznesi bireyler. Bireyin vicdanından gelen bir ses bu. Özür
dileyen diler, dilemeyen dilemez.”
Bir başka “aydın” şöyle diyor:
“Sonuç olarak tarihi olayla ilgili bir grup insan, bir ulusla acıları paylaşıyor.
İnsani bir şey yapıyor. Ne var bunda yani? Her zaman biz mi haklıyız? Kendi
tarihimizde yüzleşeceğimiz şeyler yok mu?”
Bu arkadaşlar ya attıkları imzanın anlamını bilmiyor ya da bu ülke insanını çok
saf sanıyorlar... Ne diyor bakın özür metninde:
“1915’te Osmanlı Ermenileri’nin maruz kaldığı Büyük Felâket’e duyarsız
kalınmasını, bunun inkâr edilmesini vicdanım kabul etmiyor. Bu adaletsizliği
reddediyor, kendi payıma Ermeni kardeşlerimin duygu ve acılarını paylaşıyor,
onlardan özür diliyorum.”
Büyük Felaket’in özel bir deyim olduğu büyük harfle yazılmasından da belli.
“Büyük Felaket” Ermenice “Medz Yegern”in karşılığıdır.
Nasıl Yahudiler soykırım yerine halk dilinde “Shoah”ı kullanıyorsa Ermeniler de
“Medz Yegern”i aynı anlamda kullanırlar.
Bu konuda en net yorumu emekli büyükelçi ve milletvekili Şükrü Elekdağ yaptı:
“Büyük Felaket’i kabul etmek, soykırımı kabul etmektir.”
Ermenistan da deyimi böyle tercüme ediyor. Ermenistan’ın en büyük haber sitesi
Pan Armenian 15 Aralık günü haberi şöyle verdi:
“200 Türk aydını soykırım nedeniyle Ermenilerden özür diliyor.”
Aynı sitede Avrupa Ermeni Federasyonu Başkanı Hilda Tchoboian şöyle dedi:
“EP should encourage Turks who apologized for Armenian Genocide.”
Yani:
“Avrupa Parlamentosu Ermeni soykırımı için özür dileyen Türkleri
yüreklendirmelidir.”
“Aydınlar” denen zevat aslında Türkiye’nin soykırımı kabul etmesi kampanyasını
başlattı...
İmza verenlerin kimisi bilerek, kimisi bilmeden “kalenin içerden fethi”ne omuz
veriyorlar...
Türkiye’yi mahkûm etme operasyonunu tazminat ve toprak talepleri izleyecek...
O masum ! imzalar, Türkiye’ye yönelik büyük bir komploya hizmet ediyor...
Melih Aşık
|