|  | TransAnatolie 
			Birgi-Priene TA06M21 4 günlük tam pansiyon termal kültür gezisi
 € 
			
			
			
			TransAnatolie Turlari Fiyat Listesi
 
 Birgi-Ödemiş-Tire-Şirince-Efes-Artemis- 
			Celcius Kitaplığı- Saint Jean- Meryem Ana-Priene Athena 
			Tapınağı-Milet Faustina Hamamları-Didim Apollon Tapınağı-Afrodisiyas 
			Mimarlık Okulu- Afrodit Tapınağı-Prof. Dr. Kenan Erim 
			Mezarlığı-Benhur Stadium’u-Afrodisiyas Müzesi-Tiberius Agorası- 
			Hiearapolis-Pamukkale
 
 
 Birinci gün: Ankara
 Gece saat 23’te Bahçelievler Buz Pateni önünden özel tur 
			otobüsümüzle hareket, yolda molalar.
 
 2nci gün: Sardes-Birgi-Ödemiş-Şirince-Efes
 Sabah saatlerinde kültürümüzde Harun diye tanınan Lidya Kralı Zengin 
			Krezüs’ün ülkesi Lidya’nın Başkenti Sardes Sinagog’unu ve Artemis 
			Tapınağını geziyoruz.
 Sabah kahvaltısı Çekül Vakfının da korumasına katkıda bulunduğu 
			kültür evleri ile ünlü, Dünya Koruma Ödüllerine sahip
			Birgi'de.
 
			
			
			   Asya Kıtası’nın batıya bir dil gibi 
			uzanan Anadolu Yarımadası’nın Ege Bölgesi’nde bulunan ve adı Antik 
			Dönem’de türlü mitolojik öykülere karışmış olan Bozdağ (Tmolus)’ın 
			güney eteğine sırtını yaslamış, önüne İ.Ö.IX. yüzyıl ozanı 
			Homeros’un İliada Destanı’nda sözünü ettiği “Asya Çayırları” nı 
			almış olan Birgi, Ortaçağ’da Küçükmenderes (Astarpa, Kaystros) 
			Vadisi’nin önemli yerleşim birimlerinden biriydi. Ya da biz onun 
			için Kelbos(Kelbianon) Ovası’nın kuzeyde Tmolus(Bozdağ) ile 
			kucaklaştığı bir noktada kurulmuştur.Antik Dönem’de Birgi’nin sırtını yasladığı Tmolus Dağı(Bozdağ) 
			eteklerindeki bağlardan elde edilen kırmızı şarap çok ünlüydü. Roma 
			İmparatorluğu Dönemi’nde, imparator buyruğu ile bağcılığın korunması 
			istenmişti. Bu konulu taş üzerine bir yazıt, Birgi’nin batısında 
			yakın bir komşu kent olan ve yine Tmolus Dağı eteklerinde kurulmuş 
			Hypapa’da bulunmuş ve Ödemiş Müzesine götürülmüştür. Birgi yöresinin 
			ünlü kırmızı şaraplarına tadını ve kokusunu veren önemli bir katkı 
			maddesi de o yöreden toplanan sülüklerdi.
 Günümüzde Çakırağa Konağı’nın doğusundaki bahçede sergilenen taş 
			yazıtlar,sütun başlıkları ve altlıkları, sütunlar, steller, üzerleri 
			işlemeli öbür taş gereçler, Birgi Kenti’ndeki kimi dini ve sivil 
			mimaride kullanılmış İlkçağ’a özgü devşirme taş gereçler, Antik 
			Dönem Dios Hieron’unu modern Birgi’ye bağlayan en önemli unsurlardır.
 Aydınoğlu Mübarezettin Mehmet Bey doğuda Alaşehir’den, batıda 
			Arşipel’e değin uzanan ülkeye egemen olunca Birgi ve çevresinde bir 
			emaret oluşturup, 1312 yılında Germiyanoğulları Türkmen Beyliği'’den 
			ayrılarak, Aydınoğulları Türkmen Beyliği’nin kurucusu oldu. Bundan 
			sonra Aydın Eli’ne “Memleket-i Birgi” dendi. Bergi(Birgi), 
			Turha(Tire) ve Efese(Efes) kentlerinin Türkmenler tarafından ele 
			geçirilişi ile Küçükmenderes Havzası kesinlikle Byzans’ın elinden 
			çıkmış oldu.
 1308 yılından az sonra Mevlana Celaleddin-i Rumi’nin torunu Ulu Arif 
			Çelebi Birgi’ye gelerek Mehmet Bey’in konuğu oldu ve onu Mevlevi 
			tarikatına aldı. Mevlana’nın oğlu Sultan Bahaettin Veled, Aydınoğlu 
			Mehmet Bey’i “Sultanül’ guzat-Bizim subaşımız” diye ödüllendirdi. 
			Mehmet Bey’i Moğol ve Türk emirlerine övdü.
 XIV. yüzyılda metropolitlik merkezi olan Birgi, 1387 yılında 
			piskoposluk durumuna indirildi. Birgi piskoposluğu daha sonra Efes 
			piskoposluğu ile birleştirildi. 1389’daki I. Kosova Savaşı’na 
			Aydınoğulları Beyliği’nin askerleri de Osmanlı Ordusunun yanında 
			katıldı. 1390’da Osmanlı Sultanı Yıldırım I. Bayezid, Aydınoğulları 
			Türkmen Beyliği’nin üzerine yürüdü. Sultan Bayezid kendisine 
			bağlılık yemini eden İsa Bey’i Tire Kenti’ne aktardı. Yıldırım 
			Bayezid ordusu ile Ayasulug(Selçuk)’dan yola çıkarak Küçükmenderes 
			vadisi boyunca Birgi’ye ulaştı. Birgi ve yöresindeki kalelere 
			Osmanlı askerleri yerleştirdi. Sultan Yıldırım I. Bayezid ordusu ile 
			Birgi’den hareket ederek Bozdağ’ı tırmanıp, yaylayı geçerek 
			Allahdiyen’e (antik adı: Alaktiyen) ve buradan da Sardis’e vardı. 
			1391’de Fahrettin İsa Bey öldü. Cenazesi Birgi’ye getirilip 
			babasının türbesine gömüldü. Bundan sonra Sultan Yıldırım I. Bayezid 
			Birgi de içinde olmak üzere Aydın Eli’nin yönetimini oğlu Süleyman 
			Çelebi’ye verdi. Böylelikle Birgi Osmanlı egemenliğine girmiş oldu. 
			(Kaynak: YAVUZ Behiç Galip, Birgi Kent Kitaplığı Serisi No:1, Birgi 
			Coğrafyası, Halk Bilgisi, Tarihçesi, Tarihi Yerleri, 2005 ISBN: 
			975-00637-0-8)
 Birgi’nin gezilmesinden sonra yolumuz Ödemiş ve Tire’ye çıkıyor. Bu 
			yörelerde gerek pazarlarda gerek kır kahvelerinde yöre halkı ile 
			tanışıp yöresel ürünlerden ve el sanatlarından edinebilirsiniz.
 
			
			
			   Şirince Anadolu kültür 
			zenginliklerini en iyi yansıtan yörelerimizden birisi.Şirince’de serbest zaman ve öğle yemeğimiz Selçuk-Efes’in ünlü et 
			lokantası Safran’da.
 Öğleden sonra İyon yanın Başkenti olarak da bilinen, Dünyanın 7 
			Harikasından birisini barındıran Efes’i ziyaret: Artemis Tapınağı, 
			Agoralar, Stoa, Küretler Caddesi, Eskülap Sağlık Kapısı, Domisyen 
			Meydanı, Memyus Anıtı, Trajan Çeşmesi, Hadrianus Tapınağı, Zengin 
			Evleri fotoğrafı, Saint Paulus’ün içinde vaaz verdiği Tiyatro, 
			Celcius Kitaplığı, Tuvaletler, Aşk Evi, Mermerli Cadde, Arkadian 
			Caddesi, Meryem Ana Kilisesi, Roma Borsası, Antik Liman.
 Akşam yemeği ve konaklama Selçuk ya da Kuradasında 4*-butik ya da 5* 
			otelimizde.
 
 
  3ncü gün: Efes-Piriene-Didim-Milet-Selçuk 
			ya da Kuşadası Otelimizdeki açık büfe kahvaltıdan sonra ünlü şehirci Hipodamüs’ün 
			birbirini dik açıyla kesen caddeleriyle ve Athena Tapınağıyla ünlü 
			Pirene antik kentini geziyoruz.
 Öğle yemeği Didim Tapınağı yanındaki Balık Restoranda açık büfe.
 Öğle yemeğinden sonra Dünyanın en büyük tapınağı Apollon’u geziyoruz.
 Bizi, kapıda, hastalara, gençlere, genç evlilere, imparatorlara, 
			ünlü kumandanlara, tacirlere rüyalarını gerçekleştiren reçeteleri 
			yazan Pitia karşılıyor.
 Bu tapınağın inşaatına m.ö. 4 yy da başlanmış ve tapınak m.s. 4 yy. 
			da bitirilmiş.
 Akşama doğru Pax Romana-Roma Barış’ı döneminin ünlü liman kenti 
			Milet’i geziyoruz.
 Faustina Hamamı içindeki Tanrı heykelleri bize tarihin sayfalarını 
			anlatıyor, Marcius Arelius ile Faustina’nın kızları Perge Prensesi 
			Plancia Magna’nın Pax Romana-Roma Barışı döneminde aile 
			zenginliklerini toplum yararına nasıl kullandıklarını anlatıyorlar. 
			Persler’in kenti istila ettikleri limanı görüyoruz, bizi orada Batı 
			Anadolu Arslanları karşılıyor. Perikles’in sevgilisi Aspasie bize 
			orda Demokrasi dersleri, THales de geometri dersleri veriyor. 
			Anaximene, Anaximandre, Efes’li Heraklit dogmatizm karşısında ilk 
			bilimsel dersleri vermeye çalışıyorlar.
 Akşam yemeği ve konaklama Selçuk ya da Kuşadasındaki 4*-butik ya da 
			5* otelimizde.
 
 4ncü gün: Efes-Afrodisiyas-Pamukkale
 Kahvaltı sonrası günün erken ışıkları ile Afrodisiyas’ta fotoğraf 
			çekmek istiyoruz.
 Pamuk tarlaları, tütün tarlaları gündelikçilerle dolu. Venüs bizi 
			Afrodisiyas’a çekiyor. Bergama Mimarlık Okulu öğretmenleri 
			Romalıların daveti üzerine Afrodisiyas’a geliyor ve mermere can 
			veriyorlar, zaten geçmişte Yunanistandaki Athena Tapınağını yapan 
			Biryakis, Skopas, Fidyas da Afrodisiyas Mimarlık okulunda ders 
			vermişlerdi.
 Yeşile bezenmiş Afrodisiyas’a ve Profesör Dr. Kenan Erim’in kalbini 
			durduran Afrodit heykelinin bulunduğu Afrodisiyas Müzesini geziyoruz. 
			Dünyanın en iyi korunmuş ve en büyük stadyum’u bize Spartaküs 
			filmini ve gladyatörleri anımsatıyor. Bu stadyumda Roma düzenindeki 
			haksızlıklara, eşitsizliklere, esarete ilk başkaldırıyı 
			kimsesizlerin dostu Spartaküs gerçekleştiriyor. Afrodit Tapınağı, 
			Tetrapilon, Odeon, Tiberius Agorası, Tiyatro, yeşil içinde bizi 
			büyülüyor. Hadrianus Hamamı Kaldaryum Tepidaryum Firijidaryum, 
			solearyum, vestibül bölümleriyle Roma hamamları hakkında iyi bir 
			örnek oluşturuyor, belki de Türk Hamamı köklerini Roma Hamamlarında 
			buluyor.
 Odeon-Konser Salonu, Tiberius Portiği sanatın en ince motiflerini 
			Pan’ın Flütünden bize dinletiyor,
 Venüs-Afrodit Kıbrıs Kıyılarından Afrodisiyas’a gelin geliyor.
 Öğle yemeği transhumans yapan ve tütün tarlalarından yerleşik yaşama 
			geçen göçerlerin hazırladığı sofrada.
 Gün batımına doğru Hiearapolis ve Pamukkaleyi geziyoruz.
 Akşam yemeği ve geceleme termal havuzlu-jakuzili 4*- butik ya da 5* 
			otelimizde.
 
 5ncü gün: Pamukkale- Kaklık Mağarası –Pesinius-Gordion 
			Ankara
 Açık büfe kahvaltıdan sonra Pamukkale’den hareket. Yolda Kaklık 
			Mağarası, Pesinius ve Gordion gezileri.
 İkinci durağımız Pesinius-Ballıhisar’da.
 Geçmişi Çatalhöyüklü Ana Tanrıça kültüne kadar giden, Hititlerde 
			Kubaba, Asurlularda İştar olan Sibel Kibele Atsis Kültü ile bizi 
			Pesinius ‘da karşılıyor.
 Pessinus Sivrihisar ilçesinin 16 km. güneyindeki Ballıhisar köyünde, 
			"Tanrıça Kibele" adına, Frigyalı'lar tarafından kurulmuştur. 
			Helenizm Çağı'nda, bu bölgeye akın eden Galatların bir kabilesi olan 
			Tolistoboglar, bu yöreye yerleşmişler ve Pessinus, başkentleri 
			olmuştur. Pessinus, Bergama Krallığı döneminde en parlak dönemini 
			yaşamıştır. Bergama Kıralları eski Pessinus Tapınağı'nın yerine Grek 
			stilinde bir mermer tapınak yaptırmış ve süslemişlerdir.Sorunlarına 
			çözüm bulamayan insanlar umutlarını Kibele Tapınağına taşımışlardır. 
			Evlilik çağındaki geç kızlar, çocuk sahibi olmak isteyen evliler, 
			ülkesini iyi yönetmek isteyen krallar, yeni kentler ele geçirmek 
			isteyen kumandanlar, ticaretlerini geliştirmek isteyen tacirler 
			ellerinde hediyelerle Kibele Tapınağını ziyaret etmişlerdir. Bu 
			tapınak, her yıl dini bayramlar sırasında kurulan panayırla kente 
			büyük bir canlılık getirmiştir. Grek hakimiyetinde iken şehrin 
			planlan yeniden düzeltilmiş, meclis binası, yolları, kanalı, çarşı 
			ve tiyatrosu kurulmuştur.
 Bu yolculuğumuzun son durağı Gordion.
 Frikler’ in ve Galat’ların önemli kenti, kördüğüm anlamına da 
			geliyor. Mitoloji’de Gordion Düğümünü çözen Dünyayı fetheder denir, 
			bu sırrı Delf Tapınağındaki Pitia’dan alan alan Büyük İskender 
			düğümü çözemeyeceğini anlayınca kılıçla keser, böylelikle önünde 3 
			kıtanın fetih yolları açılır. Aslında Büyük İskender’in başarısı 
			fethettiği ülkelerin kültürlerine saygısından, askerlerini yerel 
			hanımlarla evlendirmesinden, büyükelçilerini sosyolog ve psikologlar 
			arasından seçmesinden ileri gelmiştir.
 Gordion’da o muhteşem tümülüsü geziyor Midas’ı Giges’i anıyoruz.
 Gordion- Galatia ve Frikya’nın geçmişinden sözeden aşağıdaki yazıyı 
			okuduktan sonra programımızın devamını göreceğiz.
 
 Gordion- Galatia ve Frikya
 Yörede İ.Ö. 3000-2000 arasındaki İlk Tunç Çağı ile İ.Ö. 2000-1500 
			dönemindeki Orta Tunç Çağından kalan yerleşim alanları bulunmaktadır. 
			Bu dönemde, Asur tüccarlarının, yöre sınırlarına dek etkin oldukları 
			bilinmektedir. Burada yapılan kazılarda, Hitit İmparatorluğu 
			dönemini de kapsayan Son Tunç Çağına ait (İÖ 1460-1200), az sayıda 
			da olsa Hitit yerleşim merkezinin varlığı saptanmıştır. 
			Yazılıkaya’da yapılan kazılarda tespit edilen höyüklerin büyük bir 
			kısmında Hitit Çağına ait kültür belgeleri bulunmuştur. M.Ö. 1200 
			yıllarında, Anadolu’daki Hitit egemenliğine son vererek, geniş bir 
			alana yayılan Frigler, Eskişehir Ovası, Sakarya Nehri kolları ile 
			Ankara’nın doğu ve batı bölümlerini kapsayan, güçlü bir krallık 
			kurmuşlardır. Merkezi, Polatlı yakınındaki Gordion olan bu krallığın, 
			güçlü bir siyasi yapısı olduğu görülmektedir. Bu tarihlerde kurulan 
			Pessinus (Ballıhisar), Midaeum (Karahöyük), Dorylaiun (Eskişehir-Şarhöyük), 
			Yazılıkaya (Midas) şehri gibi Frig şehirleri de Eskişehir’in il 
			sınırları içindedir. Frigya tarihinin en bilinen kralları, Gordion 
			ve Midas’tır. Kral Midas, Frigya İmparatorluğu’nu kurmuş ancak bu 
			imparatorluk kısa ömürlü olmuştur. (M.Ö. 725-675) Asurlularla 
			Urartular arasındaki toprak kavgaları Frigler’in bölgede kesin 
			denetim kurmalarını sağlamış ancak, İÖ VIII.yüzyılda güçlenen 
			Lydia’nın baskısı ve ardı kesilmeyen Asur akınları sonucunda 
			güçsüzleşen Frigya egemenliği VII.yüzyılda Kimmerler tarafından 
			yıkılmıştır. Eskişehir yöresi, İÖ 676-546 arasında Lydia yönetimi 
			altında kaldı. Büyük İskender bölgeden geçerek Gordion Krallığını 
			yıkmıştır. Büyük İskender’in ölümünden sonra Gordion şehri yine 
			büyük savaşlara sahne olmuştur. Bunun nedeni, şehrin konumuyla 
			ilintilidir. Anadolu’yu kontrolleri altında tutmak isteyen pek çok 
			komutan, ordularıyla birlikte Gordion şehrini istila etmeye 
			çalışmıştır. Galatlar, ardından da M.Ö. 189 yılının sonlarında 
			Romalılar bu bölgeyi ele geçirmiştir. Özellikle Romalılar, Gordion 
			şehrini yeniden restore ederek, eski parlak günlerine dönmesini 
			sağlamıştır. Uzun bir süre basit bir köy olarak ayakta kalmayı 
			başaran Gordion, sonunda muhteşem bir şehir haline gelmiştir.
 
			
			
			 Öğle yemeği yerel tipik bir sofrada.Akşam saatlerinde Anakaradayız.
 
 Fiyat
 € 
			
			
			
			TransAnatolie Turlari Fiyat Listesi
 
 Fiyata dahil olan hizmetler:
 Özel konforlu tur otobüsü ile yolculuk ( Mercedes Sprinter, WW.Volt, 
			403 Mercedes- Intro 2000-
 Yolculuk sırasında ikramlar.
 Otelde yarım pansiyon konaklama (oda, kahvaltı, akşam yemeği)
 Yöresel mutfakların ön planda tutulduğu öğle yemekleri.
 Kültür ve Turizm Bakanlığı kokartlı Profesyonel Rehberlik ve 
			Transanatolie hizmetleri.
 TÜRSAB seyahat sigortası ve paketi.
 
 Fiyata dahil olmayan hizmetler
 Otellerdeki, Restoranlardaki içecekler.
 Müze girişleri
 KDV
 
 
			
			  
			
			TransAnatolie Tour 
			
			Kültür Gezileri Operatorü 
			  
			
			
			info@transanatolie.com
			 
			
			  
			  
			
			Minimum 1o kişi ile hareket.
 
			
			Tüm yasal haklar Transanatolie Tur’a aittir, seyahat 
			acenta hakkı saklıdır. 
			    |   |