Belçika
Gerçeği: ‘Belçika Adaleti ve Terör Destekçiliği’
Belçika adaletinin verdiği bir karar, Türk
kamuoyunda şaşkınlık yarattı. Daha önce terör örgütünün yayın organı
olan MED TV’ye ev sahipliği yapan Belçika, Danimarka’ya taşınıp ROJ TV
adını alan terör örgütünün yayın organının stüdyolarına ev sahipliği
yapmaya devam ediyor.
Belçika adaletinin terör örgütü
liderlerini ve terör örgütünü aklaması bir yana, Türkiye’de masum
insanları katletmiş bir terör örgütünü himaye etmeye devam etmesi,
Türkiye’de ve dünyada şaşkınlıkla karşılanıyor.
Belçika’nın Anvers Temyiz Mahkemesi’nin terör örgütünü aklayan kararında
örgütün Belçika dışındaki faaliyetlerinin dikkate alınmaması ve örgüt
liderlerinin suçsuz bulunması, uluslararası alanda teröre karşı mücadele
büyük bir teslimiyet olarak değerlendiriliyor.
Belçika adaletinin bu iki yüzlü ve korkak tavrı, örnek bir Avrupa
demokrasi modeli olarak sunulan Belçika’nın ne ölçüde demokratik
olduğunu göstermesi açısından da ibret vericidir.
Daha önceki bazı yazılarımda, Belçika Hükümeti ve adaleti ile terör
örgütleri arasında bazı gizli anlaşmalar yapıldığını yazdığımda bu
yazımın Belçika makamlarınca tepki görmesine şaşırmamıştım. Bu son tavır,
yazdıklarımızın doğruluğunu da ispat ediyor.
Gelin, Belçika’nın nasıl bir Avrupa demokrasisi (!) olduğuna bakalım.
Yaklaşık 30 bin kilometrekare dolayında kara yüzölçümü ile dünyanın en
küçük ülkelerinden birisi olan Belçika, 10 milyon civarında nüfusa sahip
ve nüfusunun dörtte üçünü Katolik Hıristiyanlar oluşturuyor. Belçika
Devlet Başkanı, Kral 2. Albert.
500 milyar doları aşan ve dengede olan dış ticaret kapasitesi bulunan
Belçika’nın Ülkemiz ile ciddi bir ekonomik ticaret hacmi bulunmuyor.
Belçika’nın ağırlıklı dış ticaret kalemleri arasında demir-çelik
ürünleri, taşıt araçları ve özellikle traktör başta geliyor.
Geçtiğimiz günlerde Belçika’da Türk gençleri, teröre karşı protesto
yapmak isteyince bu demokratik gösterileri demokratik (1) biçimde
yasaklandı ve terör protestosu yapan Türk gençleri sert önlemler ile
polis coplarına maruz kaldılar. Oysa, iş terör örgütünü desteklemeye
gelince, Belçika, demokratik ve bağımsız yargıya sahip bir ülke
oluveriyor.
Son mahkeme kararı ile Belçika, uluslararası terörizme kucak açmış bir
ülke konumuna gelmiştir. DHKP-C terör örgütü üyelerine ve PKK
militanlarına kucak açan Belçika, terör örgütünün propagandası için
kurulmuş MED TV’yi yaklaşık 7 yıl himaye ederek terör destekçiliği
yapmıştır. Daha sonra ROJ TV adını alan örgütün yayın organının
Danimarka’dan sürdürdüğü yayınların stüdyoları, hala Belçika’da
bulunuyor. Bu konuda bilgi almak isteyenler için bir çok kaynak
gösterilebilir. Örneğin, http://turk.skynetblogs.be/post/2865307/roj-tvnin-merkezi-danimarkada-studyolar305.be
internet sitesinin haberine göre, bu konuda bazı Belçika gazetelerinde
yayınlar yapılmış. Cihan Haber Ajansı’ndan Hasan Küçük, Jylland Posten
gazetesinde, ROJ TV stüdyolarının halen Belçika’da bulunduğunun
yazıldığını bildiriyor.
DHKP-C örgütü basın sözcüsü Musa Ağaoğlu, yaptığı bir basın
açıklamasında, “Belçika makamları ile güvene dayalı anlaşmaları olduğunu”
açıklamıştır. Bu açıklamalar Türk basınında ve Belçika basınında yer
almıştır. Demokratik olduğunu iddia eden bir ülke için ne utanç verici
bir manzara!
Belçika, uluslararası kanlı teröre ve terör örgütlerine karşı
uluslararası hukuktan kaynaklanan yükümlülüklerine uymamakta, böylece de
teröre destek veren bir ülke konumuna girmektedir.
Terör örgütünü ve teröristleri himaye eden tavırları ile Belçika’nın
bizlere her fırsatta demokrasi dersi vermeye çalışan küstah
siyasetçilerinin maskeleri bir kez daha yere düşmüş oldu.
Dr. Birol Ertan
|