| 
            
			 
			Dikkat edin, ABD Büyükelçilikleri, bir yandan 
			KKTC'de ve Türkiye'de Ramazan dolayısı ile iftar çadırlarında iftar 
			yemekleri verirken, diğer yandan da Türkiye ve KKTC aleyhine olacak 
			her gelişmenin arkasında pervasızca yer alıyor... 
			
			Bir yandan, "ABD Türkiye'nin dostu ve müttefikidir" 
			derken, diğer yandan da 
			KKTC'yi 
			yok edecek, Türkiye'yi parçalayacak her gelişmeye imza atıyor... 
			
			
			
			
			Bu bağlamda, ABD, Kıbrıs'ta adayı Yunanistan 
			topraklarına katmak için başından beri hep Rumlara destek oldu, hep 
			ENOSİS'i destekledi... 
			
			1955'de EOKA'nın ENOSİS amaçlı terörüst 
			saldırılarına destek verdi... 
			
			1963'de iki eşit halkın kurucu ortaklığına dayalı 
			Kıbrıs Cumhuriyeti'nin yıkılması, Türk Halkının etnik temizlikten 
			geçirilmesi ve ENOSİS'in gerçekleştirilmesi amacına yönelik olarak, 
			Rumların silahlı saldırılarını cesaretlendirdi....Ardından da 
			1964'de 1. ve 2. Acheson Planlarını sunarak, 50 yıllığına Türkiye'ye 
			verilecek kiralık bir üs karşılığında, Kıbrıs Türklerinin Meis 
			adasına taşınmasını, adanın ise Yunanistan'a bağlanarak ENOSİS'in 
			gerçekleştirilmesini önerdi... 
			
			Rum saldırıları karşısında, 1964'de ve 1967'de 
			adaya müdahale etme kararı alan Türk ordusunun önünde Akdeniz'deki 
			6. filosunu çıkararak, savaşla tehdit etti, adaya müdahale edilmesi 
			ve müdahalede ABD silahlarının kullanılması halinde Türkiye'yi Rus 
			yayılmacılığı karşısında savunmasız bırakacağına ilişkin meşhur 
			JOHNSON MEKTUBU'nu gönderdi, adada Türk kanı akarken müdahaleyi 
			önledi... 
			
			1974'de Türk müdahalesini önlemek için her türlü 
			baskıyı yaptı, başaramayınca Türk ordusunu şimdiki hatta durdurmak 
			için her türlü baskıyı yaptı, ardından da ordumuzu zayıflatmak için 
			yıllar sürecek ağır bir silah ambargosu uyguladı... 
			
			Bugüne kadar devam eden müzakere sürecinde, 
			Kıbrıs Türk Halkını Rum hegemonyası altına sokacak ve Türk ordusunu 
			adadan çıkarıp Türkiye ile Kıbrıs'ın bağlarını kesecek ne kadar hain 
			plan varsa hazırladı ve kabul etmemiz için ağır baskılar uyguladı... 
			
			En son olarak KKTC'yi ortadan kaldırmayı ve Türk 
			ordusunu adadan çıkarmayı amaçlayan Annan Planını hazırladı ve bize 
			kabul ettirmek için her türlü baskıyı yaptı, yalanlar söyledi, sahte 
			vaad ve aldatmalarda bulundu... 
			
			Emellerine ulaşmak için içimizden binlerce kişiyi 
			beyin yıkama amaçlı özel atölye çalışmalarında eğitti, örgütledi, 
			birçok sözde aydını, gazeteciyi ve medya patronunu satın alarak 
			maaşa bağladı, kamuoyunu yanıltmak için sadece Annan Planı sürecinde 
			60 milyon doları aşkın para harcadı... 
			
			Ve, hala bu emperyalist faaliyetlerine devam 
			ediyor... 
			
			Ama diğer yandan da kendini çok masum ve dost 
			göstermek için Ramazan ayında, Kızılay'ın iftar çadırlarında iki kez 
			iftar yemeği vererek, çirkin yüzünü gizlemeye çalıştı.
			Yukari 
			  
			
			
			ABD emperyalizmi diğer yandan da Anavatan 
			Türkiye'yi bölüp parçalamak ve kabul etmediği, imzalamayı reddettiği 
			Lozan'ın intikamını alarak SEVR'i dayatmak için ne gerekirse yapıyor... 
			
			En son, ABD Temsilciler Meclisi Dış ilişkiler 
			Komitesi tarafından onaylanan Ermeni safsatalarına ilişkin karar 
			tasarısı da bu amaca yöneliktir... 
			
			1. Dünya savaşı sırasında ayaklanarak Türk 
			ordusunu arkadan vuran, Türk köylerini basarak masum sivil Türk 
			köylülerini katleden İngiltere, Fransa ve Rusya'nın silahlandırdığı 
			Ermenilerin bölgeden uzaklaştırılmaları olayını (TEHCİR ) soykırım 
			olarak yutturmaya kalkıyorlar... 
			
			Tarihçilerin yazması gereken Tarihi, siyasetle 
			çarpıtmaya ve yalan-dolanla, kendi Meclislerinde yeniden yazmaya 
			çalışıyorlar. 
			
			Oysa, Türkiye Cumhuriyeti, o dönemle ilgili tüm 
			Osmanlı belgelerini araştırmacılara, bilim adamlarına, siyasetçiler 
			dahil, isteyen herkese açmış durumda...Yine aynı dönemle ilgili 
			olarak Rusya, hatta Ermenistan arşivlerinde gerçekleri ortaya koyan 
			inkar edilmez belgeler var... 
			
			Ne ki, ABD emperyalizmi bunlarla ilgili değil, 
			çünkü amacı gerçekleri ortaya çıkarmak değil....Esas amacı, bu 
			safsataları kullanarak Türkiye'yi köşeye sıkıştırmak, Kıbrıs'ta, 
			Kuzey Irak'ta, Orta Doğu'da kendi milli hedeflerine hızmet eder 
			duruma getirmek, bölmek ve SEVR hayallerini gerçekleştirmek... 
			
			Önceki gün Milliyet'de yayınlanan yazısında 
			Güneri Civaoğlu'nun aktardığı şu belgeye bakın. 
			
			Ermenistan'ın ilk Başbakanı Kaçaznuni, 1923'te 
			toplanan Parti (Taşnaksutyun) Kongresi'ne raporunda şöyle diyor: 
			
			Türkler doğru yaptı. Türklere karşı ayaklandık. 
			Türklerin düşmanı İtilaf devletlerinin kampındaydık. Türkiye'den "Denizden 
			denize Ermenistan" istiyorduk. Öldük ve öldürdük."Tehcir" doğruydu 
			ve gerekliydi.Gerçekleri göremedik, olayların sebebi biziz. 
			Türklerin milli mücadelesi haklıydı. 1915 yaz ve sonbahar döneminde 
			"Türkiye Ermenileri" zorunlu bir "tehcire" tabi tutuldu. Türkler, ne 
			yaptıklarını biliyorlardı ve bugün pişmanlık duymalarını 
			gerektirecek bir husus bulunmuyor. Bu yöntem en kesin ve uygun 
			olanıydı. 
			
			Kaderden şikâyet etmek ve felaketlerimizin 
			sebeplerini kendi dışımızda aramak, acıklı bir durumdur. Bu bizim (hastalıklı) 
			milli psikolojimizin karakteristik bir özelliğidir ve Taşnaksutyun 
			Partisi de bundan kaçamamıştır. (Detay, Mehmet Perinçek'in Kaynak 
			Yayınları tarafından yayımlanan "Ermeni Taşnak Partisi'nin Yapacağı 
			Bir şey Yok. 1923 Parti (Taşnaksutyun) Kongresi'ne Rapor." Adlı 
			kitapta var...) 
			
			***** 
			
			ABD, bunları ve konuyu araştıran onlarca yerli ve 
			yabancı araştırmacının orijinal belgelerle ortaya koyduğu gerçekleri 
			bilmiyor mu? 
			
			Elbette biliyor, ne ki amaç başka....Amaç 
			Türkiye'yi korkutup hizaya getirmek, köşeye sikıştırmak kendi 
			politikalarına hızmet eder duruma getirmek, bölmek parçalamak, 
			Kafkasya'da emperyalist emellerine hızmet edecek Büyük Ermenistan'ı 
			kurmak, onlara tazminat ve toprak verdirmek...Ardından, Türkiye'den 
			toprak alarak, emperyalizmin uydusu Büyük Kürdistan'ı kurdurtmak.... 
			
			Bir de utanmadan, "ABD Türkiye'nin dostudur, 
			Türkiye misillemede bulunmasın, somut tedbirler almasın, İncirlik 
			üssü'nü kapatmasın" diye açıklama yapıyorlar... 
			
			Böyle bir ülke Türkiye'nin dostu ve müttefiki 
			olabilir mi? Yukari 
			 
			Türkiye'nin Yapması 
			Gerekenler1
			
			Dolayısı ile Türkiye'nin yapması gereken, artık 
			ABD ile yollarını ayırmasıdır...Soğuk savaş dönemi sona ermiştir...Türkiye'nin 
			artık ABD koruma kalkanına ihtiyacı yoktur... 
			
			Rusya, Çin, İran ve diğer bölge ülkeleri ile 
			dostluğa, karşılıklı çıkara ve dengelere dayalı çok kutuplu bir dış 
			politika izlemek, ABD'nin emperyalist dayatmalarına karşı çıkmak 
			gerekmektedir...Türkiye bunu yapmazsa, Kuzey Irak'ta, Kıbrıs'ta, 
			Kafkasya'da, Orta Doğu'da kendi milli çıkarlarını savunmaz ve 
			ABD'nin kuyruğuna takılır giderse, ülkedeki ABD üslerini kapatmazsa, 
			ABD Büyükelçiliği'nin Türkiye içindeki bölücü faaliyetlerine son 
			vermezse, bölünme tehlikesi her geçen gün biraz daha artacaktır... 
			
			ABD'nin, bölücü terör örgütü PKK'ya verdiği 
			desteği ise asagida değerlendireceğim... Yukari
			
			 
			 
			
			
			Yukarida ABD emeryalizminin Kıbrıs'ta ve Ermeni 
			safsataları konusunda izlediği Türkiye karşıtı politikalara örnekler 
			vermiştim... Asagida da bölücü, ırkçı terör örgütü PKK'ya verdikleri 
			destek konusunu değerlendireceğim... 
			
			Türkiye'de yayınlanan Vatan gazetesinde yer alan 
			şu habere bakın: 
			
			"Türkiye'deki ABD elçiliği tarafından 
			Amerika'daki Dünya Müzik Festivali'ne davet edilen Diyarbakır 
			Yenişehir Belediyesi Çocuk Korosu, festivalde sözde Kürdistan 
			bayrakları ile PKK'nın da kullandığı marşı seslendirdi. Vatan 
			Gazetesi'nin haberine göre, 3-7 Ekim arasında San Francisco, Los 
			Angeles ve San Diego kentlerinde Türkçe, Kürtçe, Ermenice, Süryanice, 
			İbranice, İngilizce, Almanca ve Rusça olmak üzere 8 dilde şarkılar 
			seslendirdi. 15 kişilik koro, festivalde sözde Kürdistan bayrağıyla 
			bir dönem Türkiye'de yasak olan şarkıları söyledi. PKK terör örgütü 
			ve Irak Kürdistan bölgesinin milli marş olarak kabul ettiği "(Ey 
			Rekip) Hey Düşman" marşını okuyan koroyu, ABD'li yetkililer "Kürtler'in 
			Diyarbakır çocukları" diye tanıttı. Koronun seslendirdiği marşın 
			sözleri şöyle: 
			
			"Hey düşman/ Kürt ulusu dili ile yaşamakta/ 
			Hiçbir zaman düşmanlar tarafından yenilemez/ Hadi kimse Kürtler ölü 
			demesin/ Kürtler hayatta, Kürtler yaşıyor, bayrakları asla inmeyecek/ 
			Biz, gençlik yenilenmenin kırmızı rengidir/ Bu yolda başlattığımız 
			kanımızı izle/ Hadi kimse Kürtler ölü demesin/ Kürtler hayatta, 
			Kürtler yaşıyor, bayrakları asla inmeyecek/ Bizler Medya ve 
			Keyhüsrev'in çocuklarıyız/ İnancımız ve dinimiz memleketimizdir/ 
			İnancımız ve dinimiz Kürt ve Kürdistan'dır/ Hadi kimse Kürtler ölü 
			demesin/ Kürtler hayatta, Kürtler yaşıyor, bayrakları asla inmez." 
			
			Düşünün, Türkiye'de onca profesyonel koro var...ABD 
			Elçiliği, Türkiye'den ABD'ye bir koro davet edecekseydi, bunun ille 
			de Diyarbakır'daki PKK korosu mu olması gerekirdi? 
			
			Burada amaç, PKK'ya siyasi destek vermek ve 
			onları, hedeflerini ABD'de tanıtmak, onlar için kamuoyu desteği 
			yaratmak, tuttukları bölücü yolda onları teşvik edip desteklemek 
			değil mi? 
			
			Ne ki, verdikleri askeri-lojistik-siyasi destek 
			yanında bu koro işi bile gölgede kalır...ABD, Türkiye'nin 
			bütünlüğüne yönelik düşmanca politikasını o denli ileri götürdü ki, 
			artık hiçbir sınır tanımıyor....AKP hükümetinin teslimiyetçiliği de 
			her geçen gün daha pervasız davranmaları konusunda onları 
			cesaretlendiriyor...Yukari 
			 
			
			
			Türk basınında belgeleri çok yayınlandı, ABD'ye 
			verilen resmi devlet raporlarında somut belgeleri ile çok belirtildi. 
			
			Bugün ABD, sadece Kuzey Irak'taki kukla Kürt 
			aşiret yapılanmasını devletleştirmek, ordulaştırmak ve güçlendirmek 
			için çalışmıyor, aynı zamanda bölgede üslenen terör örgütü PKK'ya 
			her türlü maddi desteği, siyasi-askeri korumayı, silahı, yiyeceği, 
			füzeyi, kurşunu lojistik desteği sağlıyor...Türkiye'nin meşru hakkı 
			olan teröristlerin sıcak takibini tehdit ve baskıyla engelliyor...Onlara 
			askeri ve siyasi koruma kalkanı oluşturuyor..Bu yıllardan beri devam 
			ediyor... 
			
			Geçmişte ABD uçaklarının Türkiye dağlarındaki 
			PKK'lı teröristlere yiyecek ve cephane attıkları, Türk ordusu 
			tarafından kuşatılan bazı PKK'lı gurupların ABD helikopterleri 
			tarafından alınarak Kuzey Irak'a götürüldükleri bizzat Türk 
			ordusunun tesbitleri ile saptandı... 
			
			ABD ve İsrail özel harp subaylarının PKK'lılara 
			gerilla eğitimi verdikleri belgelendi... 
			
			Son olarak en modern ABD saldırı silahları 
			öldürülen PKK'lıların üzerinde ele geçirildi. İtirafçılar, 
			silahların ABD askeri araçları tarafından PKK kamplarına 
			getirildiğini TV ekranlarında açıkladı...Yapılan araştırmalarda ABD 
			ordusunun, özel güvenlik şirketleri aracılığı ile PKK'ya silah 
			sağladığı ortaya çıktı... 
			
			Ne ki hiçbir Türkiye hükümeti, bunca somut kanıta 
			karşın gerekli onurlu tepkiyi ABD'ye göstermedi....Göstermediği bir 
			yana, ABD'nin telkinlerine uyulararak hapisteki ve dağlardaki 
			teröristler için af üstüne af çıkarıldı...PKK'nın insan kaybı 
			böylece giderildi...Hapisten çıkan teröristler anında terör 
			kamplarının yolunu tuttu... 
			
			İnsanın bunlara bakıp kahrolmaması olası mı?
			
			
			Yukari 
			 
			
			
			Bir kez daha kanıtlanmıştır ki, ABD için senin 
			teröristin iyi, benim teröristim kötü" mantığı geçerlidir... 
			
			Kendisi, İkiz Kulelere yapılan terörist saldırıyı 
			bahane ederek Irak'ı, Afganistan'ı on binlerce kilometre öteden 
			gelip işgal ediyor... 
			
			Teröristlere destek verdiğini iddia ettiği Libya 
			Devlet Başkanı Kaddafi'nin çadırını bombalayıp oğlunun ölmesine 
			neden oluyor... 
			
			İran ve Suriye'ye saldırı hazırlığı yapıyor 
			
			Pakistan'da terör kampı olduğunu iddia ettiği 
			bölgeleri bombalıyor... 
			
			Dünyanın neresinde olursa olsun, terörist veya 
			terör örgütleri ile ilişkili olduğunu iddia ettiği kişileri gizli 
			operasyonlarla kaçırıp Guantanamo üssü'ndeki özel hapishanelerde 
			mahkeme karşısına bile çıkarmadan insanlık dışı koşullarda tutuyor, 
			insanlık adına utanılacak işkenceler yapıyor... 
			
			Ne ki, söz konusu Türkiye olunca, ülkeyi bölmeyi 
			amaçlayan, bu amaçla on binlerce sivil insanı ve güvenlik 
			görevlisini katleden teröristlere kol kanat geriyor, onlara her 
			türlü askeri-siyasi desteği veriyor, Türkiye'nin hareket etmesini 
			engellemek için her türlü baskı, tehdit ve şantajı uyguluyor...Onları 
			muhatap alıyor, onlarla görüşüp cesaretlendiriyor, teşvik ediyor... 
			
			Onlar sizin insanlarınızı, askerlerinizi 
			öldürebilir ama siz birşey yapmayın, kamplarını bombalamayın, Kuzey 
			Irak'a girmeyin diyor 
			
			Türkiye'nin dostu ve müttefiki olmak bu mu? 
			Düşmanlık bu değilse nedir? Yukari 
			 
			
			
			Türk hükümetleri, PKK terörüne destek veren ABD 
			emperyalizmi karşısında artık başı dik onurlu bir politika izlemek 
			durumundadırlar... 
			
			Bu amaçla, ABD'nin Irak'taki teröre destek veren 
			en önemli lojistik üssü olan İncirlik üssünü kapatmalıdır, Kuzey 
			Irak'taki uyduruk oluşuma ekonomik çıkar sağlayan geçiş kapılarını 
			kapatmalı ve Mersin gümrüğündeki ticari faaliyetlerini durdurmalıdır...Afganistan'daki 
			ABD işgaline verdiği desteğe son vermeli ve oradaki askeri birliği 
			geri çekmelidir...Türk ordusu meşru sıcak takip hakkını kullanarak 
			Kuzey Irak'a girmeli ve PKK kamplarını dağıtarak bir daha geri 
			dönmelerini önlemek için oralarda kalıcı şekilde üslenmelidir...Kuzey 
			Irak'taki Türkmen varlığı askeri ve ekonomik yönden 
			güçlendirilmelidir....Kerkük'ün uyduruk Kürt oluşumunun eline 
			geçmesine asla izin verilmemelidir... 
			
			Türkiye güçlü bir ülkedir ve karar verdiği zaman 
			bunları yapmaya muktedirdir.... 
			
			İran, tek başına ABD emperyalizmine kafa 
			tuttuğuna göre, Türkiye hayda hayda dik duruş sergileyebilir...Bu 
			bağlamda Türkiye, ABD emperyalizminin teröre verdiği destekten ve 
			bölgeyi kana bulayan yayılmacı siyasetinden zarar gören bölge 
			ülkeleri ile de işbirliği yapması halinde bu bela ile daha kolay 
			başedebilecektir...  Yukari 
			
			Sebahattin İSMAİL, 15 Ekim 2007 
  
			  
			  
			
			Türkiye kartlarını zamanında kullanmalı1 
			 
			İSTANBUL Milletvekili, emekli büyükelçi Şükrü Elekdağ şu önemli 
			uyarıyı yapıyor:
			
			 
			"Elimizdeki cephaneyi yerinde ve zamanında kullanmalıyız."  
			Elekdağ, Habur ve İncirlik kartlarının Ermeni sorunu için 
			kullanılmasının yanlış olacağını söylüyor. 
			Çünkü o kartlar bizim için PKK konusunda çok önemli.  
			Yani Ankara, "Habur ile İncirlik"i kapatma kartını PKK konusunda 
			kullanmalıdır.  
			Ermenilerle ilgili elimizde önemli kartlar var.  
			Bunlardan biri Ermenistanla olan hava trafiğinin sona erdirilmesi.
			 
			İkincisi Türkiyede kaçak çalışmalarına göz yumulan 70 bin 
			civarındaki Ermeni vatandaşının geri gönderilmesi.  
			Üçüncüsü de Ermenistana ihracatın durdurulması. 
			Elekdağa göre bu üç kart ekonomik sıkıntısı olan Ermenistanı daha 
			zor durumda bırakır.  
			Erivan, Ermeni diasporasına baskı yapabilir. 
			
			 
			* * * 
			
			 
			Eğer Türkiye Ermeni tasarısına misilleme olarak Habur ile İncirliki 
			kapatırsa Ermenilerin en büyük destekçisi Demokrat Nancy Pelosiyi 
			ödüllendirmiş olur.  
			Tasarının geçmemesi için çalışan ancak "topal ördek" durumunda 
			olduğu için kimsenin takmadığı Bushu ve ABD yönetimini 
			cezalandırmış oluruz. Oysa PKK konusunda bu iki kart Türkiye için 
			yaşamsal bir önem taşıyor. 
			Bush yönetimini PKKya göz yumduğu, hatta desteklediği için 
			cezalandırmalıyız. 
			Her iki konuda Türkiye dik ve kararlı bir tavır sergilemeli. 
			"Türkler konuşurlar ama bir şey yapamazlar" diyen Amerikalıları 
			haklı çıkarmamalıyız.  
			AKP iktidarının bugüne kadar uyguladığı politikanın ne kadar etkisiz 
			olduğu ortada.  
			O nedenle iktidar kendi kafasına göre dış politika yürütmekten 
			vazgeçmeli. 
			Hükümetin Dışişleri Bakanlığının belirlediği politikayı yürütmesi 
			Türkiyenin çıkarına olur.
			 Yukari 
			 
			Tufan TÜRENÇ 
  
		
		
			  
		
		
						
						
		
		
			  
		
						 
		 |