ABD’nin Hedefi TSK’yı Aşağılamak
Sayın Genelkurmay Başkanımız, sınır ötesi operasyonların ABD isteği ile
sona erdirildiği iddialarına karşı: “Bu yalnızca TSK’ya değil,Türkiye
Cumhuriyeti'ne de yapılan çok seviyesiz saldırıdır” diyor.
Sınır ötesi operasyonlarda çekilme safhası ABD’ce uydular aracılığı ile
izlenerek birkaç gün önceden tespit edilmiştir. Sanırım ABD’de geri
çekilme harekatını anlayacak kadar uzman askerler vardır. Yine
anlaşıldığı kadarı ile: Başbakan ve Cumhurbaşkanı geri çekilmeden
haberdar edilmişlerdir. Muhtemelen, onlar da bu geri çekilmeyi, müşterek
harekat bölgesinin bir diğer devleti olan, ABD yöneticilerine
bildirmişlerdir. Hal böyle iken, ABD Başkanı kendi yöresinde “defolup
gitmek” anlamına gelen “get out” deyimini neden kullanmıştır. Hadi
diyelim ki Başkanın dili sürçtü. ABD Başkanı, Savunma Bakanı ve diğer
yetkililer, çekilmekte olan Türk Ordusu'nun bu iradesini, neden kendi
iradeleri gibi dünya kamuoyu önünde dillendirmişlerdir.
ABD’li yetkililerin dünya kamuoyuna hitap edercesine “Türkiye
Operasyonları bitirmelidir” açıklamalarının arkasında yatan gerçekler
nedir? Psikolojik ve diplomatik harp ürünü olan bu davranışın altında
yatan gerçekler şunlardır:
1.TSK‘yı kendi halkı ve dünya kamuoyu önünde küçük düşürmek.
2.TSK’nın geri çekilme harekatını Türk Halkı nazarında onur meselesi
yaparak; TSK’yı her şeye rağmen sınır ötesi harekatta ısrara zorlayarak,
sivil iktidarla TSK arasında kriz çıkarmak.
3.TSK personelinin Ordu komuta kademelerine karşı güvensizliğini
yaratmak.
4.Kürt kökenli Türk vatandaşlarımızın, devletin gücünden ve
otoritesinden şüpheye düşürerek PKK’nın otoritesine boyun eğmesini
sağlamak.
5.TSK’nın, AKP hükümetinin yanında ABD bölge politikalarına itirazsız ve
kesintisiz boyun eğmesini sağlamak.
6.PKK sempatizanlarına ve Kuzey Irak Kürt halkına hoş görünmek. Onları
cesaretlendirmek.
ABD’li yetkililerin geri çekilmeyi tespit edemediklerini,
öğrenemediklerini varsayalım. Eğer öyle olsaydı, bu taleplerini harekat
başlarken olduğu gibi, gizlilik ve diplomatik kurallar içinde
gerçekleştirirlerdi. O zaman biz, yukarıda altı maddede saydığımız ve
bir çoğu gerçekleşmiş olan varsayımları aklımıza bile getirmezdik. Biz
ABD halkı ile düşmanlık değil dostluk istiyoruz. ABD bu çerçevede bölge
politikalarını gözden geçirmelidir.
Bu gelişmeler ışığında, AKP hükümeti üzerinden TSK’ya eleştiri oklarını
yönelten CHP karşımıza çıkmaktadır. AKP ise TSK ya bugüne kadar
görülmemişin dışında tam bir destek vermektedir. Acaba: içerde TSK’yı
yıpratma görevi CHP ye mi verildi gibi bir soru akla gelmektedir.
Türkiye üzerine uygulanan Psikolojik Harekatın boyutları o kadar farklı
gelişmektedir ki, oyuncular içinde iktidarı ve muhalefeti birlikte
görmek mümkündür. CHP’liler gerçekten Atatürk’ün kurduğu partinin devamı
iseler, Türk Ordusunu yıpratmaktan özenle kaçınmalıdır.
AKP hükümeti, bu güne kadarki uygulamaları ile, ABD politikaları yanında
tavır koyduğunu açıkça göstermiştir. Çünkü: en acil sorunumuz PKK terörü
konusunda bile, ABD’ye rağmen milli politikalar üretememektedir. Takip
ettiği politikalar Türk Milleti'nin değil, ABD’nin bölgedeki
politikalarını güçlendirmektedir.
Ahmet Turan Güneş
|