|   | 
            
            
            Tahsin 
			Şahinkaya 
			 
			12 Eylülcülerden biri. 1944de, 19unda, ABDye pilotluk eğitimine 
			gitmiş ABDyi ve konuşurken İngilizce kelimeler kullanmayı severmiş.
			 
			 
			(12 Eylül döneminde Hilmi Özkök, kurmay albay rütbesiyle Milli 
			Güvenlik Konseyi Genel Sekreterinin özel kalem müdürü. Yaşar 
			Büyükanıt Evrenin muhafız alayı komutanı. 28 Şubatçı Salim 
			Dervişoğlu MGKnın Basın ve Halkla İlişkiler Daire Başkanı. Eşi 
			türbanlı askerin işini YAŞ eden Tuncer Kılınç da onun yanında. Çevik 
			Bir Evrenin başyaveri ve özel kalem müdürü. -Onun da İngilizcesi 
			çok iyiymiş.-Türkiyeyi tarikatlara teslim eden 12 Eylülcülerle 
			çağdaş 28 Şubatçılar elele kolkola.) 
			 
			Tahsin Şahinkaya Emekli olduktan sonra adı, F-16 uçaklarının alımı 
			sırasında Türkiyeye 23 milyon dolar rüşvet verildiği iddialarını da 
			içeren skandala karışıyor. Şirketin Velotis adlı yetkilisi rüşvetin 
			Şahinkayaya gittiğini söylüyor. Satuk Buğra Hanın da dediği gibi: 
			Nazar etme ne olur, Darbe yap senin de olur. Paşa 12 Eylül anayasası 
			sayesinde hesap vermeden paçayı kurtarıyor. (Şahinkayanın Timea 
			dünyanın en zengin elli generali arasında gösterilerek kapak olduğu 
			da söyleniyor ama Timeın arşivinde bulamadım. 
			 
			 
			Çevik Bir
			 
			 
			Gezmiş ve arkadaşlarının idamından iki ay önce THKP-C operasyonunda 
			Yavuz Önen gözaltına alınıyor. Hazır ifadeyi imzalamayınca bir asker 
			şöyle diyor:  
			'- Sen bir kurşunluk adamsın. Elimde yetki de var. Burada anayasayı, 
			yasayı falan unut. Boşuna direnme, imzayı bas!'. Önen direniyor. 
			Dört günün sonunda çözülmeyince yeni doğum yapmış karısını da 
			getirmekle tehdit ediyorlar. O da imzalıyor. Önen o askerin Çevik 
			Bir olduğunu söylüyor.  
			 
			Birin masonlarla ilgili görüşleri şöyle: "O kadar güzel örgütlenmiş, 
			zamanında hangi konuyu seçeceğini bilen ve pozitif enerji veren bir 
			sivil toplum örgütü ile beraber olmaktan mutluluk duyuyorum." 
			 
			JINSAcılar İlhan Kesiciyi çok seviyorlarmış. JINSAcılar (Jewish 
			Institue for National Security) Türkiyeye geldiklerinde de 
			ziyaretine gitmişler. Yemeğe katılanlar: JINSA Genel Müdürü, ABD ve 
			İsrail'in İstanbul Başkonsolosları, İshak Alaton, Üzeyir Garih, 
			Bahattin Yücel, Rona Yırcalı, Türkiye'deki Musevi Cemaati'nin 
			onursal başkanı Bensiyon Pinto. Bir de Çevik Bir. Tatilini İsrailde 
			geçiren paşa. Kendisinin Bir özelliği de BOPun çıkarımıza olduğunu, 
			tıpkı NATO gibi içinde yer almamız gerektiğini savunması.  
			 
			Paşanın F16ların modernizasyonu işinin İsraile verilmesinde etkisi 
			olduğu söyleniyor; ama bu konuda pek net bir bilgi elde edemedim.
			 
			(Farklı bir konu: Türkiye Amerikadan F 35 alacakmış. Ama buna 
			alternatif olarak da Eurofighter varmış. Hangi uçağın iyi, fiyatının 
			uygun olduğunu bilmem de, Avrupalılar Türkiyeyi de üretime 
			katacaklarmış. Nedense!! olmamış.)  
			 
			İsmail Hakkı Karadayı döneminde de F5 lerin modernizasyonu işi, 75 
			milyon dolara İsraile verilmiş. Ama JINSAnın sitesi hafif silah 
			ihalesini bize vermedi diye üzüntüsünü dile getiriyor.  
			 
			Encamı: Karadayı ve Çevik Bir JINSAdan ödül alıyorlar. Ödülün adı 
			manidar: Üstün Hizmet Ödülü 
			 
			Bir vaktiyle Meral Akşeneri kazığa oturtmakla tehdit etmiş. 
			Muhabbeti karşılıksız kalmamış: Bacı 28 Şubattan şöyle söz ediyor: 
			Çünkü Anadolu'da 'Anadolu Kaplanları' dediğimiz yeni bir iş adamı 
			tiplemesi geliyordu. Türkiye'nin ürettiği pastadan pay isteyen yeni 
			aktörler söz konusuydu. Patronlar (İstanbullular), bu yeni 
			aktörlerin önünü kesebilmek için, sivil ve silahlı bürokratların 
			endişelerini tetikledi. Özcesi
 
			 
			Enerjide dışa bağımlıyız. Ekonomimiz bir türlü toparlanmıyor. Rusya 
			Moskoftur sevmiyoruz. Çin kötü mal üretiyor. Sünni Araplar 
			dedelerimizin karnında altın arayan hainler. Şii Araplar aman 
			güçlenmesin İranın etkinliği artar. İran sinsi yılanlar. Kürtler 
			zaten düşmanımız. Ermeniler maalesef insanlar. Yunan dölüne güven 
			olmaz. Dış politikamız bir iki istisna dışında bütünüyle ABD 
			güdümünde. İç politikamızsa TÜSİAD. Sonra? Tam bağımsız Türkiye. 
			 
			Birin BOPa katılalım demesi boşa değil. Kendi başımıza ayakta 
			kalacak gücümüz yok. Blok değiştirmek bir günde olmaz; farklı bir 
			düşünce iklimi gerekir. E o da yok.  
			 
			Buradan yola çıkarsak Türkiyede sistemle hesaplaşmayan hiçbir 
			hareket antiemperyalist olamaz. Çünkü sistem Bir, Şahinkaya, Evren
üstüne 
			kurulmuş. Bu ülkede sol neden tutmadı diye sorup halka küfür etmeden 
			önce, neden solun büyük kısmı ırkçı Akşenerin yaptığı sınıfsal 
			darbe tahlilini tartışmak yerine tankların üstüne çıktı diye sormak 
			lazım.  
			 
			İyi de biz ne yapacağız? 
			 
			 
 
  | 
            
                |