Bu bildiriyi imzaladık...
		
		
		GENELLİKLE bildirileri imzalamayız; şöyle deriz: "Eğer bildirinin içeriğiyle 
aynı düşünüyorsak, bildiriyi imzalayacağımıza, kendi köşemizde aynı görüşü 
savunur ve yazarız." Ama aşağıdaki bildiriyi imzalıyoruz, çünkü "Ermenilerden 
özür dilenmesi" gerektiğini belirten bildiriye karşılık veren Büyükelçi ve "Hariciyeciler"in 
bildirisini bugünkü yazımız olarak benimsiyoruz, aynen yayımlamakla da imzalamış 
oluyoruz: 
* * * 
BÖYLESİNE yanlış ve tek taraflı bir girişim (Ermenilerden özür dilenmesi), 
tarihimize saygısızlık ve terör örgütlerinin Osmanlı İmparatorluğu'nun son 
dönemlerinde yaptıkları ve cumhuriyet tarihimizde de giriştikleri şiddet 
eylemlerinde hayatlarını kaybeden insanlarımıza ihanet etmek anlamına gelecektir. 
1915 Ermeni tehciri acı sonuçlar vermiş ise de, Türk insanının Ermeni isyanları 
ve terör eylemlerinde uğradığı kayıplar ve acılar Ermenilerinkinden daha az 
değildir. 
Ermeni tedhişçilerinin 19. yüzyılın ikinci yarısından itibaren daha sonra 1. 
Dünya Savaşı sırasında ve Kurtuluş Savaşı'nın ilk dönemlerinde istilacı düşman 
kuvvetlerine katılarak Anadolu insanımıza karşı kitlesel vahşet eylemlerinde 
bulundukları bilinmektedir. 
Cumhuriyet tarihimizde ise 1973'te tekrar hortlayan ve ASALA ve "Adalet 
Komandoları" adlı terör örgütlerinin 1974'ten 1986 yılına kadar sürdürdükleri 
bilinen eylemler 70 kişinin ölümüne, 574 insanın yaralanmasına sebep olmuş, 
bunların arasında 34 kamu görevlimiz ve aile yakınları can vermiştir. 
Geçen yüzyıl sonlarından itibaren Azerbaycan topraklarının dörtte birine yakın 
bölümünün Ermenistan tarafından işgal edilmiş ve buradaki bir milyon kadar 
nüfusunun kendi topraklarında sürgün hayatı yaşamakta olması bugün de çözüm 
beklemektedir. Özür dileme kampanyası gibi sakat bir girişime kalkışanlar acaba 
tarih boyunca Ermeni terörüne can veren ve zulüm gören insanlarımız için de özür 
dilenmesini düşünmekte midirler? 
* * * 
ERMENİ İddiaları hakkında özür dilemek girişimini bir tarafa bırakıp, öncelikle, 
yakın geçmişte masum Türk diplomatlarını, görevlilerini ve ailelerini acımasızca 
katletmiş olan Ermenilerin Türk ulusundan özür dilemesini sağlamak gerekir. Bu 
katiller hâlâ hayattadır ve Ermenistan ile bazı ülkeler tarafından himaye 
gördükleri için cezasız kalmışlardır. 
* * * 
YURTDIŞINDA görevli bulunduğumuz yıllarda bizler, Ermeni terörünün acısını bütün 
vahşetiyle yaşadık. Tek yanlı Ermeni iddialarının her terör eyleminden sonra 
dünya kamuoyunu daha da etkilediğini gördük. Bugün terör artık işlevini 
bitirmiştir. 
Planın ikinci aşamasında özür dilenmesi ve bundan sonra da işin toprak ve 
tazminat taleplerine vardırılmasının tasarlandığını biliyoruz. Dileğimiz, 
uğradığımız bunca kayıp, acı ve haksızlıktan sonra kendi insanımızın böyle bir 
sinsi ve kasıtlı plana alet olmamasıdır. 
* * * 
BUGÜN Türkiye ile Ermenistan arasındaki ilişkilerde bir yumuşama sürecine 
girilmesi ve iyi komşuluk ilişkilerinin geliştirilmesi isteniyor ise, bunun 
yolunun, tek taraflı özür dilenmesi gibi tavizlerden değil, öncelikle taraflar 
arasındaki sınırların ve toprak bütünlüklerinin tanınmasından, ve mutlaka 
gerekiyor ise, her iki tarafın tarih boyunca çektikleri acıların karşılıklı 
olarak paylaşılmasından geçtiğinin hatırda tutulmasında yarar görüyoruz. Aksi 
takdirde, "özür dilenmesi" gibi tek yönlü bir davranış yersiz ve yanlış olacak, 
tarih gerçeklerine aykırı düşecek ve ulusal çıkarlarımız açısından vahim 
sonuçlar doğurabilecektir. 
* * * 
Bu bildirinin altına imzamızı attığımızı bir daha belirtelim, aslı gibidir... 
 
		Hasan Pulur  
		
						
		
						
		
		
						
		
		
			  
		
						 
		
		
		
		 |