Emperyalizmin oyuncağı 
		Ermeni sorunu
		
		
		Bunca yıldan, bunca káğıt ve mürekkepten 
		sonra bir kez daha soykırım ve tehcir sözcüklerinin evrensel anlamlarını 
		tartışacak değilim. 
		 
		Bıktım, gına geldi! Bu konuda kimse ile diyaloğa girecek, uzlaşma zemini 
		arayacak da değilim. Çünkü karşımda diyaloğa girilecek, uzlaşma zemini 
		aranacak kimse yok. Sadece önyargılı despotlar var! 
		 
		Hal ve gidişlerine bakıyorum da, mümkün olsa, TBMMnin Ermeni 
		soykırımını resmen kabul etmesiyle de yetinmeyecekler, "inkár"ın 
		cezalandırılmasını bile isteyecekler. 
		 
		Karpatin Sözleri 
		 
		Tarihçi, Prof. Dr. Kemal Karpat, 1 Haziran 2009 tarihli Milliyet 
		Gazetesinde, Sevim Demiraya çok önemli şeyler söylüyor: 
		 
		1. Ermeni nüfusu o dönemde 2.5 milyon değil, 1 milyon 400 bin idi. 
		(İngiliz arşivinden elde ettiği bir mektupta Ermeni patriğinin "Çünkü 
		biz Ermeni nüfusunu bazı yerlerde iki defa saydık" dediğini ileri 
		sürüyor.) 
		 
		2. Sürgünün (tehcirin) yapıldığı 1915te Rus orduları Bolşevik ihtilali 
		nedeniyle geri çekilme kararı aldı. O tarihte Rus ordusuyla beraber, 
		onların güvencesi altında yaklaşık bir milyon Ermeni geri çekildi. 
		 
		"Geri çekildi", Osmanlı sınırlarının dışına çıktı, yeni kurulan SSCBye 
		çekildi anlamına geliyor. Tıpkı Çukurovada olduğu gibi. 
		 
		Ama son dönem Osmanlı tarihini Prof. Dr. Kemal Karpat değil, Orhan 
		Pamuk, Murat Belge, Cengiz Çandar ve Hasan Cemal çok daha iyi bilirler! 
		 
		Miğirdiç Sinabyan 
		 
		Fransanın Ermeni gailesinde oynadığı başrolü, Gürbüz Evrenin 
		"Emperyalizmin Oyuncağı Ermeni Sorunu" (Karınca Yayınları) adlı 
		kitabında okuyunca dişlerinizi gıcırdatabilirsiniz (s. 58-79). 
		 
		Başrol oyuncusu sadece Fransa değil kuşkusuz, Rusya var, İngiltere var, 
		Almanya var, ABD var, Protestan misyonerler var. 
		 
		Gürbüz Evren de Prof. Dr. Karpat gibi, Ermeni nüfusu konusunda önemli 
		düzeltmeler yapıyor: 
		 
		"Osmanlı İmparatorluğunun sınırları içinde yaşayan Ermeni nüfusu 
		hakkında Ermeni yanlısı çevreler ve Ermeniler tarafından çok çelişkili 
		ve abartılı rakamlar verilmiştir. Oysa gözlerden kaçan ya da bilinçli 
		olarak göz ardı edilen, gizlenmeye çalışılan bir gerçek vardır. Bu da 
		1897-1903 yılları arasında Osmanlı İstatistik Umumi İdaresi Müdürü 
		olarak görev yapan kişinin Mığırdıç Sınabyan isimli bir Ermeni 
		olduğudur. Müdür Sınabyan döneminde yapılan nüfus sayımlarında ortaya 
		çıkan Ermeni nüfusu, 1897 yılında 1.042.374 ve 1903 yılında başlanıp 
		1906 yılında tamamlanan sayıma göre de 1.050.523 olarak belirlenmiştir. 
		En son 1914 yılında yapılan nüfus sayımında ise Ermeni nüfusunun 
		1.299.007ye ulaştığı görülür. Bu rakamlara bakıldığında soykırım 
		iddiasıyla ortaya çıkanların ileri sürdüğü 1.5-2 milyon ölü rakamının ne 
		kadar gerçekdışı olduğu görülmektedir." (s. 135) 
		 
		Türkün Türke Ettiği 
		 
		Ermeni tehciri, Ermeni göçleri kuşkusuz trajik olaylar. Ben de kabul 
		ediyorum bunları. Ama Ermeni tarafının ve yandaşlarının karşı tarafı 
		dinlememe inadı insanın tepesini attırıyor. Bir de ve daha önemlisi: 
		Türkün Türke ettiği bir buğuz var ki anlatılmaz, sadece marazlı, 
		hastalıklı sözcükleriyle tanımlanabilir. 
		 
 
		Ozdemir Ince
						
		
		  
		
						
		
						
		
		
						
		
		
			  
		
						 
		
		
		
		 |