Ermeni 
			Meselesi
						
						
						
						
              
			
						
						
            
            
		
            'Ermeni Meselesi' 
            Emperyalizmle Yüzleşme Meselesidir' 
            
						
						
            Herkes aklını başına toplasın ve 
            yanlış adres göstermesin. Fransa'nın aldığı karar,  
             
            - ne yanlış bilgilendirmeden,  
             
            - ne de üç beş lobicinin marifetinden kaynaklanıyor.  
             
            ABD ve Avrupa Birliği'nin Türkiye ve bölgeye yeni bir elbise 
            geçirmek istemesinden kaynaklanıyor. Fransa'nın istediği karar 
            tamamen siyasi bir durumdur.  
             
            Adını net koyalım ve yanlış adres göstermeyelim lütfen, alınmak 
            istenen karar Batı emperyalizminin siyasal tercihlerinin bir 
            sonucudur.  
             
            Bunlar Fransa'daki kendini bilmezlerin kararı; Hollanda'daki birkaç 
            faşistin kararı; İsviçre ve Avusturya'daki kimi soysuzların 
            yobazlıkları ve niyeti dersek sömürgecilerin ekmeğine yağ sürmüş 
            oluruz.  
             
            ***  
             
            Unutmayalım, "Türkler soykırım yapmıştır" kararı Avrupa'da dokuz 
            ülkenin meclislerinden geçti ve resmi devlet politikaları haline 
            dönüştü. Yarın AB'nin resmi politikası olarak Birleşmiş Milletler'e 
            getirilecek.  
             
            - ABD, İngiltere ve İsrail'in Kuzey Irak'ta başlattıkları ve AB'nin 
            Güneydoğu'da resmen desteklediği Kürdistan projelerine karşı 
            Fransa'nın öncülüğündeki Ermeni projesi fiilen yürütülmeye 
            başlanmıştır. ABD bunu desteklemesine rağmen Kürdistan projelerinin 
            "önceliği" dolayısıyla örtülü omuz veriyor.  
             
            - AB kıskacına alınan Türkiye bu boyunduruk altında, "kanırtıla 
            kanırtıla sömürgeleştirilmekte ve dağıtılmaktadır".  
             
            Israrla yanlış adres gösterip "cambaza bak" diyenler anlamsız hukuki 
            ayrıntılarla, lobi meseleleriyle halkı kandırmaktadırlar. Mesele 
            tamamen siyasidir. ABD ve AB Türkiye'ye karşı, Lozan'ı, Cumhuriyeti, 
            bütünlüğünü, gerçek demokrasiyi, çağdaş uygarlık değerlerini hiçe 
            sayan bir politika izlemektedir.  
             
            Yanlış adres gösterenler kim?  
             
            Birileri özellikle yanlış adres gösteriyor ve yürüyen 
            sömürgeleştirme politikalarından hiç söz etmiyor. Nedeni mi? Çünkü 
            sömürgecilerin kurmakta oldukları düzenden pay alıyorlar; bunlar 
            içimizdeki Danimarka'nın mensuplarıdır.  
             
            - Yabancı şirketlerin Türkiye pazarında işlerini takip ediyorlar...
             
             
            - Medya mensubu olarak onlar tarafından destekleniyorlar...  
             
            - Patlayan ithalattan, artan dış açıklardan rant sağlıyorlar...  
             
            - Borsada yabancı şirketler kazanırken onların da önüne birer parça 
            kemik atılıyor, memnunlar...  
             
            Sömürgeleşmekte olan düzenin sülükleri olarak 70 milyon insanın 
            kanından besleniyorlar.  
             
            Yabancı tekeller çiftçiyi, işçiyi, esnafı, fabrikasını kapatan yerli 
            sanayiciyi ezerken onlar tekellere taşeronluk yapıyorlar.  
             
            ***  
             
            İşte bu nedenle gerçek düşmanın emperyalizm olduğunu ne Meclis'te, 
            ne hükümetlerde, ne bürokraside ve ne de medyada dile getiriyorlar.
             
             
            Siviller yanlış adres gösterirken bir asker çıkıp TESEV diyor; "Kral 
            Çıplak" demek Yaşar Büyükanıt 'a düşüyor. Meclis'in, hükümetlerin, 
            üniversitelerin, medyanın söylemesi gerekmez mi?  
             
            Ermeni meselesi, "Ermeni ve soykırım meselesi" değildir. Bu, 
            emperyalizmin kurtla kuzu hikâyesidir. Emperyalizm Türkiye'ye "suyumu 
            kirletiyorsun" diyor. Ben başına çorap geçirip, Muavenet 'i vururum, 
            Eşref Bitlis 'i öldürürüm diyor. Şimdi de "Diz çök, soykırımı kabul 
            et" diye dayatıyor.  
             
            Türkiye, dış politikasında bu dayatmaları dengeleyecek politikalara 
            yönelmek zorundadır. Bu imkân vardır. Bu imkânı değerlendirecek 
            yönetimleri oluşturmak zorundayız.  
             
            İçimizdeki oligarşinin yönetimini kırmak zorundayız. Büyük çoğunluk 
            bizde, bunu yapacak güce sahibiz. 
			Sayfa 
            Basi 
             
            Prof. Dr. Erol Manisalı   
		
            
            
		
						
		
						
		
		
						
		
		
			  
		
						 
		
		
		
		 |