Kıbrıs, BOP 
			ve Kolordu, Erol Manisalı
						
						
		
		
		
		
		
		Atinadaki Albaylar Cuntası ve Washington, Nikos Samsona darbe 
			yaptırtıp Makarios u devirmek istediler. Faşist Samson ekibinin 
			Türkleri de hedef alması 20 Temmuz 1974 Kıbrıs Barış Harekâtına yol 
			açtı.  
			 
			Washington ve Atinanın işbirliği belgeleri 1993 yılından itibaren 
			birçok Amerikan kaynağında yayımlandı. Washington ayrıca, Nikos 
			Samson yönetimini resmen tanıyacağı konusunda güvence de vermiştir, 
			belgeleriyle açıklandı.  
			 
			- Ecevit hükümeti 20 Temmuz 1974′te farkında olmadan Amerikan 
			emperyalizminin hesabını bozmuştu. Washington, Atinadaki cuntayı 
			kullanarak Amerika karşıtı ve Üçüncü Dünyacı Makarios'u bu çok 
			stratejik adadan tasfiye edecekti.  
			 
			- Ecevit (ve Erbakan), Amerikanın operasyonuna çomak sokmuşlardı. 
			Washington için esas mesele, Üçüncü Dünyacı, üstelik Ortodoks bir 
			devlet başkanının silinmesiydi.  
			 
			- Türkiyenin müdahalesinin de etkisiyle faşist Nikos Samson amacına 
			ulaşamadı. Ancak Türkiyenin garantör ülke olarak adadaki varlığı, 
			Makariosun adadaki mutlak egemenliğini sona erdirdi.  
			 
			- Makarios artık Türkiye ile uğraşmak zorundaydı. Bu uğraşında 
			Amerikanın desteği gerekecekti. Makariosun Amerika karşıtlığı ve 
			Üçüncü Dünyacı kimliği silinecekti. Makariosun adadaki mutlak 
			egemenliğine son veriliyordu. Bu çok ilginç bir çelişkidir. 
			Emperyalist ve faşist operasyonu engelleyen Ankara, farkında olmadan 
			Washingtonun planının kısmen gerçekleşmesini sağladı.  
			 
			- Washington Türkiyenin müdahalesi sonucu Albaylar Cuntası ve Nikos 
			Samson kartlarını kaybetti; ikisi de silindiler. Ancak Makariosun 
			önüne, Türkiye meşgalesi, adada fiilen konmuş oldu.  
			 
			- Hatırlayalım: Amerika 6. Filoyu Türkiyenin Kıbrıs operasyonu 
			karşısında kullanmadı, gevşek davrandı.  
			 
			- Ankaranın tutumu, Albaylar Cuntasının sonunu getirdi. Karamanlis 
			Avrupayı arkasına alarak Atinaya dönerken Doğu Akdenizde yeni 
			dengeler kurulmasa bile ABD ile Avrupa arasındaki roller değişti.
			 
			 
			Aradaki İngiltere, yeni Ortadoğu projesini yazmaya başlamıştı bile. 
			Daha 1960 Anlaşmasında Yunanistan ve Türkiyeye imzalattığı 
			belgelerle, 99 mil karelik alanın tapusunu cebine, askeri üsler 
			olarak çoktan yerleştirmişti.  
			 
			Bütün mesele Ortadoğu
  
			 
			Kıbrıs sadece bir ada değildir. ABD ve AB emperyalizmi için 
			olağanüstü bir konumdadır. Balkanlar, Anadolu, Kafkaslar, Körfez ve 
			Doğu Akdeniz hattının kilit taşıdır. Süveyş Kanalı, Ege, Boğazlar, 
			Türkiye; İran ve Arap ülkeleri bu ada üzerinden yapılacak 
			operasyonlarla denetlenebilir.  
			 
			Bazen askeri operasyonlar, kimi zaman da ticari ve siyasi eylemler 
			öne çıkar. Yeltsin döneminde Rusyanın karaparasının büyük bir 
			bölümü Kıbrıs üzerinden aklanmıştır. Richard Halbrookeun bu işleri 
			ne kadar iyi bildiğini kitaplarımda ve Cumhuriyetteki yazılarımda 
			bütün ayrıntıları ile anlattım.  
			 
			Şimdi artık ABD ve ABnin yeni Ortadoğu planlarında, Kıbrısın 
			paylaşılması söz konusu. İşte bu nedenle Türkiyeyi adadan tasfiye 
			etmek istiyorlar. AKP de en büyük destekçileri.  
			 
			Kıbrıstaki kolordunun yeni görevi  
			 
			Türkiyenin KKTCdeki kolordusu artık adadaki Türkleri Rumlara karşı 
			korumak için kullanılmayacak. Bu görevi yanında daha da önemli bir 
			işi olacak.  
			 
			İleride, ada üzerinden Türkiyeye karşı yapılacak eylemleri 
			engellemek görevini üstlenmek zorunda.  
			 
			TSKnin resmi belgelerinde, Türkiyenin stratejik çıkarlarını 
			korumak için
 ifadesi bulunsa da bu yetmez; bunun açılması gerekir.
			 
			 
			ABD ve AB için şimdi BOP zamanı, onlar öyle diyor. Ya biz ne diyoruz?
			 
			 
			- İki Türkiyeden biri BOPun içinde olalım diyor. İşbirlikçi 
			şeriatçılar, bölücüler ve kimi büyük sermaye çevrelerinin bulunduğu 
			cephe böyle diyor.  
			 
			- Karşılarında 70 milyon insanın bulunması gerekiyor. TSK de bu 
			tarafta bulunduğunu nisan ve mayıs aylarında açıkladı.  
			 
			Kalan 70 milyon insanın oluşturduğu kurumların nerede durduklarını 
			açıklamaları kaçınılmaz. Avukatların, mühendislerin, işadamlarının, 
			işçilerin, ziraatçilerin bulundukları odalar, dernekler, vakıflar 
			yani herkesin
 
		
						
		
						
		
						
		
						
		
		 
			  
		
						
		
						
		
		
						
		
		
			  
		
						 
		
		
		
		 |