Çocuktum Ufacıktım 
		
		
		Dokuz- on yaşlarında falandım.O yaşlarda çok 
dolanırdım. Okul harçlığımı çıkarmak için, İstiklal Caddesinde, şimdiki 'Atlas' 
sineması'nın önünde kapaksız 'Teksas- Tommiks' satardım.  
Bir gün, bir adam ve bir kadın gördüm. Elele tutuşmuşlardı.  
Oradan geçen fötr şapkalı, gravatlı bir amca 'Beyefendi, hanımınıza söyleyin 
kolunuza girsin' demişti. Bu gibi durumlar ayıp karşılanırdı.  
O zamanlar Ak Parti diye birşey yoktu. Böyle şeyler 'laikliğe tehdit' olarak 
algılanmıyordu.  
 
Lunapark'lardaki 'dönen zincir'lere kadınları bindirmezlerdi.  
'Korku tüneli' vagonlarına da, karı- koca değilse erkek ve kadını yanyana 
oturtmazlardı.  
O zamanlar Ak Parti diye birşey yoktu. Böyle şeyler 'laikliğe tehdit' olarak 
algılanmıyordu.  
 
Meyhanelere ancak kelli felli adamlar girebilirdi. Bu mekanların mutlaka perdesi 
vardı ve dışarıdan içerisi görünmezdi.  
O zamanlar Ak Parti diye birşey yoktu. Böyle şeyler 'laikliğe tehdit' olarak 
algılanmıyordu.  
 
İstanbul'un mutena semtlerinden Moda'da, Bostancı'da 'Kadınlar Plajı' vardı.  
Bu plajlara 'erkek- kadın' girilemezdi. Yasaktı.  
O zamanlar Ak Parti diye birşey yoktu. Böyle şeyler 'laikliğe tehdit' olarak 
algılanmıyordu.  
 
Açık hava sinemalarında 'Dikkat dikkaaat... Sinemamızın sağ tarafı temamen 
ailelere ayrılmış bulunmaktadır, tek gelen beylerin aile tarafına oturmaları 
yasaktır!' anonsları yapılırdı.  
O zamanlar Ak Parti diye birşey yoktu. Böyle şeyler 'laikliğe tehdit' olarak 
algılanmıyordu.  
 
'Aile çay bahçeleri' vardı. Bekar kızlar, erkekler alınmazdı. Aileleriyle 
geldilerse alınırdı. Yoksa girmeleri yasaktı.  
O zamanlar Ak Parti diye birşey yoktu. Böyle şeyler 'laikliğe tehdit' olarak 
algılanmıyordu.  
 
İnsanlar ellerinde içki şişesi, uluorta dolaşmazlardı. Mutlaka bir gazeteye 
sarar, paltosunun koltukaltında gizleyerek evlerine götürürlerdi.  
O zamanlar Ak Parti diye birşey yoktu. Böyle şeyler 'laikliğe tehdit' olarak 
algılanmıyordu.  
 
Tanımadığın bir mahalleden sağa sola bakmadan başın önde geçerdin. Eğer 'kıpırdak' 
olursan mutlaka yolun kesilir, 'hüoop bilader kime bakmıştın' diye sorguya 
çekilirdin.  
O zamanlar Ak Parti diye birşey yoktu. Böyle şeyler 'laikliğe tehdit' olarak 
algılanmıyordu .  
 
Mahalleler tasnif edilmişti. Ermeni mahallesi, Rum mahallesi, Arnavut mahallesi, 
Çingene mahallesi. Rum mahallesinden de geçerken başın önde geçerdin, yoksa 'ızbandut' 
denilen Rum gençleri yolunu keser, hesap sorarlardı.  
O zamanlar Ak Parti diye birşey yoktu. Böyle şeyler 'laikliğe tehdit' olarak 
algılanmıyordu.  
 
Hanımefendiler çarşıya pazara çıkarken mutlaka başörtüsü takarlardı. Bütün 
bunlar 'Cumhuriyet Türkiyesi'nde yaşanıyordu. İnsanlar, fıkaralık dışında 
hayatlarından memnundular. O zamanlar Ak Parti diye birşey yoktu. Böyle şeyler 'laikliğe 
tehdit' olarak algılanmıyordu.  
Dokuz- on yaşlarındaydım o zamanlar.  
 
(Not: İnanmayanlar eski, siyah- beyaz Türk filmlerini tekrar tekrar seyredip 
incelesinler. Vallaha ben o vakitler Ak Parti diye bişey duymadım, görmedim. 
Bütün bunlardan da 'mahalle baskısı' diye şikayet edildiğini işitmedim. Benim 
bildiğim şey, tüm bu anlattıklarımın toplamına o zamanlar 'edep' deniyordu...) 
 
Hasan Kaçan 
		   |