Kültürel 
			Yozlaşma
			
			
			  
			
			  
			
			
			
			  
			
			
			
			Kültürel Yozlaşma 
			
			
			
			Kavga ve Şamata Kültürü Neyin 
			Sonucu? 
			
			
			
			Postmodern faşizm 
			
			
			
			Batının yenilenen politikası 
			
			
			
			Dış baskı, iç baskıyı getirir 
			
			  
			
			  
			
			
			  
			
			Bilim ve 
			düşünce insanlarının, sanatkârların fikir alışverişinde bulunmaları 
			ya da tartışmaları iyi niyet, açıklık ve serinkanlılık gerektirir. 
			Bunlar yoksa konuşma ya da tartışmalar, düşünce zemininden 
			uzaklaşır, gösteriş ve zorbalık düzeysizliğine düşer. 
			
			  
			
			Fikir 
			alışverişi adı altında başka şeyler pazarlanmaya başlanır. 
			Pazarlanan bu kirli ürünler ile, ekranları izleyen halk kandırılır. 
			Kirli hava ya da enflasyon gibi bedeli geniş kitlelere ödetilmiş 
			olur. 
			
			  
			
			Son yıllarda Türkiyede akıl almaz 
			olaylar yaşanıyor. Televizyonlardaki ve gazetelerdeki tartışmalar 
			kavga ve şamata kültürünün (kültürsüzlüğünün) mutlak egemenliğini 
			yansıtmaktadır. 
			
			  
			
			Vahşi 
			kapitalizmin beraberinde gelen saldırgan ve hukuk dışı siyaset 
			böylesine bir ortam hazırlıyor. Kanlı horoz dövüşlerini ya da vahşi 
			boks maçlarını andıran tartışmalar perde arkasındaki büyük 
			çatışmanın sahneye yansıyan uzantılarından başka bir şey değildir. 
			Fikirlerin tartışılması adı altında arkadaki küresel kavganın 
			maşaları kılıçlarını şakırdatırlar. 
			
			  
			
			- Soğuk savaş sonrasında ABD ve AB 
			fiilen harekete geçtiler. Yugoslavya parçalandı ve devşirildi. 
			Kuveyt, Irak, Afganistan, Lübnan, Gürcistan işgalleri ile Batı elini 
			kana buladı. Türkiye bu ateş çemberinin tam ortasında. 
			
			  
			
			- Hukukta, iktisatta, siyasette, 
			her yapılanın olağan kabul edilebileceği bir kuralsızlık ve 
			düzensizlik ortamı, özellikle yaratılıyor. ABD, AB ve İsrailin 
			Büyük Ortadoğu Projesini sonuçlandırabilmeleri için, böyle bir 
			kargaşa ortamının üretilmesi gerekiyor. 
			
			  
			
			
			  
			
			- Bushun dediklerini ve 
			yaptıklarını hatırlayalım: Benim yanımda (emrimde) değilseniz 
			karşımdasınız; Tanrı istedi, biz de Irakı işgal ettik
 Ya Papa 
			ne buyurmuştu; Üçüncü bin yılda Asya Hıristiyanlaştırılacaktır. 
			
			  
			
			- Kavga ve şamata kültürü, 
			Batının yeni Türkiye politikasının doğal bir sonucudur. Türkiyeyi 
			ayrıştırma politikaları iç kavgalarımızı yaygınlaştırmaya ve 
			derinleştirmeye başladı. 
			
			  
			
			Hitler Almanyasının işgali 
			altındaki Fransada sıradan faşizm gibi şamata ve kavga kültürü 
			bizde de olağan bir yaşam tarzı olarak algılanıyor. Küçük çocuklara 
			saldıran en dinci dedeler özgür bırakılıyor. Kimi bakanlar tabii, 
			adam vurulabilir diye fetva veriyorlar. İnsanlar, hukuk dışı bir 
			biçimde gözaltına alınıyorlar. Bir şüpheli, halk tarafından linç 
			ediliyor. 
			
			  
			
			
			  
			
			- Lozana karşı çıkan bölücüler ve 
			dinciler ancak bu kavga kültüründen beslenebilirler. Örneğin DTPnin 
			AB kurumları ile işbirliği içinde yürüttükleri politikalar, kavga 
			kültürünü zorunlu kılıyor. Sokakta, televizyonlarda, gazetelerde 
			sürekli kavga edilmesi gerekiyor. Planladıkları sonuca ancak bu 
			yolla ulaşabileceklerine inanıyorlar. 
			
			  
			
			- Dinciler ve laikler silahlarını 
			kuşanmışlar, ekranlarda birbirlerine saldırıyorlar. Çünkü Batı, 
			Türkiye Cumhuriyeti ve demokrasi yerine ılımlı İslam devleti 
			istiyor. Bu çatışmalar sıradan, olması gereken olaylar haline 
			dönüştürülüyor, sıradan faşizm gibi
 
			
			  
			
			
			  
			
			Batı 
			dışardan BOP için sıkıştırdığında bu baskının, yer sarsıntılarında 
			olduğu gibi içeriye yansıması kaçınılmazdır. Batının yeni 
			politikasını uygulayanlar, Türkiyeyi ayrıştırıyorlar. 
			
			  
			
			Türk-Kürt, 
			laik-dinci, Alevi-Sünni ayrıştırmaları planlanarak üretilmektedir. 
			Mecliste, belediyede, medyada, sokakta insanlar karşı karşıya 
			getiriliyor. Aynen 1970lerdeki sağ-sol çatışmalarında 
			düzenledikleri gibi. Bugün yöntemler değişti. Saflar, sömürgecilerle 
			işbirliği yapanlar ve ulusalcılar olarak ayrıldı. Sağcılardan, 
			solculardan, Türklerden, Kürtlerden, şeriatçılardan, laiklerden her 
			iki tarafta olanlar var. 
			
			  
			
			Bugünkü 
			turnusol kâğıdı, işbirlikçiliktir. Aynen Bushun açık açık 
			söylediği gibi; BOPta Batının emrine girenler işbirlikçilerdir. 
			İçlerinde sağcılar, solcular, liberaller, sosyal demokratlar ve 
			şeriatçılardan temsilciler var. Meclise, medyaya, partilere, 
			belediyelere, derneklere bakın görürsünüz. 
			
			  
			
			Emperyalizmin 
			küresel kavgasında onların dahili temsilcileri ulusalcılara karşı 
			savaş açmışlardır. Medyadan Meclise, devlet kurumlarından sokağa 
			yansıyan kavganın tarafları bellidir; emperyalizmin işbirlikçileri 
			ve onların karşısındakiler
 
			
			  
			
			Ismarlama 
			getirilip oturtulan kavgacılar bile var; geçenlerde Siyaset 
			Meydanında bir adamı getirip salona yerleştirmişler; bütün işi 
			benimle kavga edip, karşı taraftan çıkar sağlamak
 Güleyim mi 
			ağlayayım mı?.. 
			
			  
			
			Prof. E. Manisalı 
		
						
		
		
						
		
		
			  
		
						 
		
		
		
		 |