Derin 
		Devlet Kim? Yoksa Faşizm mi?, Erol Manisalı
		
		Kimi 
		Amerikancı komutanlar 
		Derin devletin ne olduğu, kim olduğu sorulur durur. Ama bir türlü tam 
		olarak ortaya çıkmaz. 
		 
		- Derin devlet kimilerine göre Bürokrasi ve asker kaynaklı bir şeydir. 
		Biraz deşildiği zaman 12 Mart ve 12 Eylülde olduğu gibi karşımıza Kimi 
		Amerikancı komutanlar çıkmıştır. Ordu değil, sadece birkaç kişidir 
		bunlar. 
		 
		ABD, Türkiyenin kendi denetiminden çıkıp bağımsız ve güçlü bir devlet 
		durumuna gelmemesi için, darbe yaptırmıştır. Önde maşa konumundaki kimi 
		Amerikancı insanlar, suçlu ya da kahraman olarak, sonuçta kamuoyuna 
		sunulur. 
		 
		Ancak bu darbeyi yaptıran esas güç Amerikadır. Kuşkusuz arada 
		Amortisör gibi kullanılan destek güçleri her zaman bulunur. 
		 
		Piyasa güçleri:  ABD, AB ve dev tekeller 
 - Derin devlet kimi zaman da Piyasa güçleri olarak ortaya çıkar. 
		Batının dev tekelleri ve onların Türkiyedeki iş ortakları sahnededir. 
		Bu oyun Ortadoğu ülkelerinde uzun zamandan beri oynanır durur. 
		 
		Soğuk savaş sonrasında ABD ve AB açık ara öne geçmişlerdir. Kendi dev 
		şirketleri için gerekli her türlü uygulamaları hükümetlere yaptırırlar. 
		Gerektiğinde yasaları istedikleri gibi değiştirirler. Uzağa gitmeyelim, 
		AKPnin iktidar dönemine baktığımızda, bunun En bereketli örneklerini 
		fazlasıyla görürüz. 
		 
		Piyasanın ve dev yabancı şirketlerin Derinden ve masanın altından 
		işlerini sürdürmelerinin gerisinde bugün ABD ile ABnin büyük devletleri 
		vardır. Bu devletlerin yöneticileri bizimkilere, Şunları şunları 
		istiyoruz derler. Kimileri de her türlü çabayı göstererek elinden 
		geleni ardına koymazlar. Bazen, IMF ve AB aracı olurlar. 
		 
		Önde piyasa mekanizması ve büyük şirketler görülse de işler, 
		Arkalarındaki devletlerin eşgüdümü ve baskıları sayesinde sağlanır. 
		Piyasanın ve şirketlerin derin devlete dönüşmüş olmaları yavaş yavaş, 
		derinden derine, zamana yayılarak yürütülen en başarılı uygulamalardır. 
		 
		Askerler, postallar yoktur ortalıkta; hatta bol bol reklam paraları 
		dağıtılarak, Sponsorluk desteği verilerek, bu düzmece faaliyetleri 
		güle oynaya yürütürler. Derin devletin ucunda ABD, AB ve dev tekeller 
		yer alır. Şirketler tek başlarına yeterli olamazlar. 
		 
		Dinci derin devlet
 
		 
		1990 sonrasında Dinci derin devlet modeli ABDnin öncülüğünde 
		baskın çıktı. Dinciler ABD tarafından, Kimi şirketler ve kimi 
		Amerikancı generaller gibi kullanılmaya başlandılar. 
		 
		Hayat felsefeleri, yaşam tarzları Diğer Amerikancılara oranla biraz 
		yadırgatıcı olsa da Yürüttükleri çok verimli işbirliği, bunları 
		şimdilik öne çıkardı. 
		 
		Ilımlı İslam 
		Ilımlı İslam, Amerikan stratejistlerinin yeni derin devlet modeli 
		olarak devreye sokuldu. Rand Corporationun uzmanları ılımlı İslamın ABD 
		çıkarları için nasıl kullanılabileceklerini gösteren el kitapları bile 
		yayımladılar. İnternette dolaşıyor. 
		 
		1990′lı yıllarda Z. Brezinski, Büyük Satranç Tahtası adlı kitabında, 
		özellikle Müslüman ülkelerde Dinin yönetimdeki egemenliğinin 
		genişleyeceğini savundu. Daha birçok Amerikalı stratejist Dinin bu 
		ülkelerde yeni bir derin devlet durumuna sokulmasının fikir öncülüğünü 
		yapmaya başladılar. 
		 
		Bu bağlamda Türkiyede de İslamcı siyaset ve siyasiler seçilip 
		desteklendiler. Derin devlet ifadesini bugün, Bir güç odağı, 
		belirleyici öğe olarak görmek gerekir. 
		 
		Çift porsiyon derin devlet: Askersiz faşist 
		düzen 
		 
		Serbest piyasacı ve dışa açık İslam 
		Postmodern derin devlette din ve piyasa bütünleşmiş durumdadır. Ilımlı 
		İslam aynı zamanda, Serbest piyasacı ve dışa açık İslamdır. Batı için 
		çifte kavrulmuş gibi, iki derin devlet öğesi birleştirilmiştir. 
		 
		Hani dönerci sorar, Abi çift porsiyon mu olsun?" Din-piyasa ortaklığı 
		çift porsiyon bir derin devlettir. 
		 
		Toplumu iki yandan da sıkıştırırlar; hem midesinden, hem imanından. 
		Birey maddi ve manevi yönden kıskaç altına alınmıştır. Askersiz faşist 
		düzen işte böyle kurulur. 
		 
		- Bir taraftan yularını piyasaya, yerel yönetime, yabancı şirkete 
		bağlarsınız; 
		 
		- Öbür yandan inancını sömürürsünüz. Tarikatlar, cemaatler yoluyla ipini 
		elinde tutarsınız. 
		 
		Çifte tuzaktır, birinden kurtulmaya çalışırken diğerine yakalanır. 
		Topluma kurulan bir bubi tuzağı gibi iş görür. Devletin yerini dinci ve 
		sermayeci güçler alır. 
		 
		ABD (ve ABnin) soğuk savaş sonrası ılımlı İslam adı altında işbirlikçi 
		dincilere dört elle sarılmalarının gerisindeki keramet budur. 
		 
		İşte bu nedenle ABD ve AB dinci yönetime dört elle sarılmıştır; aman 
		iktidardan inmesin diye çırpınırlar. Dincileri ulusalcılara ve gerçek 
		demokrasiye tabii ki tercih edecekler. Üç beş kişiyi kontrol ederek 
		ülkeyi yönetme olanağına kavuşurlar. 
		 
		Onlar işi Allaha bıraktıklarını söylesinler, gerisini biz hallederiz 
		diye düşünürler. 
		 
		*** 
		 
		Bir not: Kimi okurlarımın bir düşüncesi var: İşbirlikçi İslam olmazmış; 
		İslam, işbirlikçiliği reddedermiş; işbirlikçi Müslüman yerine, Münafık 
		sözcüğünü kullanmamı ısrarla talep ediyorlar. 
		  
		
						
		
		
						
		
		
			  
		
						 
		
		
		
		 |