Türkiye ve Dünya Gerçekleri

TransAnatolie Welcomes You  to Turkey

 

Milliyetçilik


 

 

Home ] Up ] Türkiye Gerçekleri ] Strateji ve Politikalar ] İçerik ] Ara ]

 

 

Uygarlık ] Hayranlık! ] [ Milliyetçilik ] Yunanistan ] Roma ] Hırıstiyanlık ] Kapitalizm ] Araplar ] Türkler ] Sonuç ]

 

 

Up

Medeni Avrupalının Milliyetçiliği

   
   
   
   

Öyle midir, değil midir? Bir bakalım ve son yirmi yıldır bütün dünyaya ulusun, ulusal değerlerin artık modasının geçtiğini, ulusal sınırların da ya¬kında ortadan kalkacağını dayatan Batının bu konudaki gerçeğini İngilte¬re’den başlayarak görelim.

 

Britanya tarihi hala «İngiliz» tarihinden, «Britanya» sanki sadece «İngil-tere»den ibarettir. Britanya’nı en büyük tarih fakültesi, 1974’e kadar «Bri¬tanya tarihi» öğretmeye başlamamış; bu tarihten sonra bile konu yine nere¬deyse tamamen «İngiliz» kalmıştır. Öğrenciler, İrlanda, İskoçya, Galler hakkında nadiren bir şeyler öğrenir. «Avrupa tarihi» sınavlarında Doğu Av¬rupa hakkında isteğe bağlı birkaç soru vardır; Britanya hakkında hiç soru sorulmaz.

 

Britanya üniversitelerinde kültür tarihi, dar bir ulusal odağa tutunmuştur. Geniş uluslararası karşılaştırmalardansa eski moda ulusal kökler araştırması tercih edilir. Oxford Üniversitesi İngilizce Fakültesi’nin bütün öğrencileri için zorunlu tek konu İngiliz «Beowulf» destanının AngloSakson metnidir. Çok yakın zamanlara kadar Oxford Üniversitesi Modern Tarih Fakülte-si’ndeki tek zorunlu okuma parçası, Muhterem Bede’in yedinci yüzyılda yazdığı «İngiliz Kilise ve Halk Tarihi»nin Latince metnidir.

 

İngiliz öğrencilerin çalışmaları, dünyanın en küçük kıtasındaki 38 ba¬ğımsız ülkeden birinin sadece üçte birinin yüzde 5 veya 10’uyla sınırlıdır (Davies, 1995: 32, 34).

 

Almanya’da da durum çok farklı değildir. Alman tarih profesörleri, ne istiyorlarsa (!) onu öğretmekte, Alman tarih öğrencileri de, hocalarının sun¬duğu "mönüden" herhangi bir şeyi seçmekte özgürdür(!). Üniversitelerin çoğunda tek kural, her öğrencinin antik, orta ve modern çağ tarihinden bir ders almak zorunda olmasıdır.

 

Bu nedenle Alman devletinin yoğun baskısının yaşandığı dönemde, resmi ideolojiye sempati duyan profesörler, mönü¬ye ağır bir Alman ulusal tarihi dosyası yüklemekte özgür(!) olmuştur. Daha serbest yeni dönemlerde ise, ilgilenen her öğrenci Alman ulusal tarihini tü¬müyle edinebileceği bir mönü düzenlemekte özgür(!) olmuştur (Davies, 1995: 33).

 

Ukrayna’nın nüfusu, İngiltere veya Fransa’nınkine eştir ve önemli azın¬lıkları içerir; ama Ukraynalıların tarih kitaplarındaki yeri çok küçüktür. Dış dünyaya karşı kötülenmeleri gerektiği zaman «Ruslar» veya «Sovyetler», övülmek istendiklerinde «Ukraynalılar» olmuşlardır (Davies, 1995: 54).

 

Sovyet Bloku ülkelerinde merkezi planlama ile hazırlanmış ders kitap¬ları bile yer yer çok daha iyidir. İçerik son derece şovenist ve ideolojik olsa da, kronolojik ve coğrafi çerçeve aynı ölçüde geniş kapsamlıdır. Staliniz-min en koyu yıllarında bile Sovyet ders kitapları Antik Yunanlara, İskitlere, Romalılara, Kafkasya tarihine, Cengiz Han ve Timurlenk imparatorlukları-na, Kazan ve Kırım’ın Müslüman devletlerine yer vermiştir. Pek çok genel Avrupa tarihinde ise böyle şeyler aramak beyhude bir çabadır (Davies, 1995: 34).

 

"Batının üstünlüğü", "Avrupamerkezcilik" ve "Batı uygarlığı" saplantı larının Avrupa’yı sürüklediği Nazizmin tarih düşüncesine göre, «üstün Irk», nerede yaşıyor olurlarsa olsunlar «Ariyan Avrupalı»dır. Yalnız onlar gerçek insanlardır ve geçmişin en önemli bütün kazanımları ile onlar onurlandırılmıştır; ariyan olmayan bütün unsurlar (beyaz ve Avrupalı olmayanlar) ise genetik aşağı sınışardır. Avrupa içerisinde Göbels kadar uzun boylu, Göring kadar ince, Hitler kadar sarışın, ince, uzun boylu İskandinav tipi, tüm başka tiplerden üstündür. Bir ırksal altgrup olarak sınışandırılan Doğu Slavları (Polonyalılar, Ruslar, Sırplar vs.), Batının üstün Cermen halklarının alt tabakasıdır ve Ariyan olmayan çeşitli altinsan gruplarıyla aynı düzeydedir. Avrupa’da yaşayanların en aşağı kategorisi, Avrupa tarihinin bütün günahlarından sorumlu tutulan ve yaşama hakkından yoksun bırakılan Avrupa asıllı olmayanlar, yani esas olarak çingeneler ve Yahudilerdir (Da¬vies, 1995: 38, 39).

   
   
   
   
 
 

 
   
   
   

 

 

 

Home ] Up ] Türkiye Gerçekleri ] Strateji ve Politikalar ] İçerik ] Ara ]

Uygarlık ] Hayranlık! ] [ Milliyetçilik ] Yunanistan ] Roma ] Hırıstiyanlık ] Kapitalizm ] Araplar ] Türkler ] Sonuç ]