Sömürgeci ve Dincilere Karşı Diriliş, Erol Manisalı
		
		Mustafa Kemal 1915′te Çanakkale zaferi 
		ile İngiliz ve Fransız sömürgecileri durduruyor. Onların Çanakkale ve 
		İstanbul boğazlarını ele geçirmelerinin engellenmesi sayesinde Avrupalı 
		sömürgeciler Karadenize giremiyor.  
		 
		Sovyetler Birliği 1917′de bu nedenle gerçekleşebiliyor. Mustafa Kemal 
		Çanakkalede İngiliz ve Fransızları durdurup sadece Kurtuluş Savaşının 
		ateşini başlatmıyor; aynı zamanda, Kurtuluş Savaşında, Avrupalı 
		sömürgecilere karşı, Anadoluya en büyük dış desteği sağlayacak bir 
		gücün, Sovyetler Birliğinin kurulmasına yol açıyor. 
		 
		 
		- Kurtuluş Savaşı, Avrupalı işgalcilere karşı kazanılıyor. 
		Kapitülasyonların kaldırılmasından siyasal ve toplumsal devrimlere kadar 
		değişimler, Dinci düzen kaldırılarak gerçekleştiriliyor. 
		 
		- Dün Atatürk, Sovyetler Birliğinden destek alarak Avrupalı (ve 
		Amerikalı) sömürgecilere karşı, çağdaş ve bağımsız bir ulus devletin 
		temellerini attı. 
		 
		- Bugün ise dinciler ABD ve AB ile birlikte, Atatürkün kurduğu düzeni 
		tersine çevirmek istiyorlar. 
		 
		- ABD ve ABnin Büyük Ortadoğu Projesi, Türkiyenin Atatürk Türkiyesi 
		yerine, yeniden ılımlı İslama (şeriata) dönmesini istemektedir. Dün 
		Atatürk Türkiyesi Asyalı güçlerle, Batı sömürgeciliğine karşı çarpıştı. 
		Bugün ise Cumhuriyetin laik düzenini yeniden dinci bir yapıya 
		dönüştürmek için, işbirlikçiler Batılı sömürgecilerle birlikte 
		çalışıyorlar. 
		 
		- Dün Atatürk, Sovyetler Birliği ile işbirliği yaparak sömürgecilere 
		karşı savaştı ve Kurtuluş Savaşını bu işbirliği ile gerçekleştirdi. 
		Bugün ise Atatürke (ve Kurtuluş Savaşına) karşı çıkanlar, eski 
		sömürgecilerle işbirliği yaparak işgalcileri yeniden bölgeye sokmak 
		istiyorlar. 
		 
		  
		
  
		 
		  
		
		Çanakkaleden işbirlikçilere
 
		 
		Turgut Özakman ın yeni eseri Dirilişi karıştırırken bütün bunlar 
		aklımdan geçti.(*) Mustafa Kemalin Çanakkalede bir yıldız gibi 
		parlayışı
 Avrupalı sömürgecileri durdurması
 Bu sayede 1917′de 
		Sovyetler Birliğinin kurulması
 Mustafa Kemalin Çanakkalede yaktığı 
		ateşi Kurtuluş Savaşı ile sürdürmesi
 Avrupalı sömürgecilere karşı 
		Sovyetler Birliğini arkasına alması
 Bugün ise Batının iktidara 
		taşıdığı dincilerle yeniden Atatürk öncesi döneme dönme çabaları
 
		 
		Yargıtay Başsavcısının girişimi, Bu iki yaklaşım ve cephe arasındaki 
		kırılma noktasıdır. Ama en önemlisi; cephenin bir tarafında aynen dün 
		olduğu gibi Batı sömürgecileri yer almaktadır. 
		 
		Mustafa Kemal, çözümü net olarak görmüş ve uygulamıştır; Batıdan gelen 
		tehdide karşı, bölge ve Asya ülkeleri ile işbirliği yaptı. Bu gerçek 
		bugün de geçerli. 
		 
		Sorun yönetimdedir. Bunu uygulamak istemeyen yönetimler işbaşındalar. 
		ABD ve ABnin desteği ile iktidara getirilenler, Bölgede Batı 
		çıkarlarını korumak zorundadırlar. 
		 
		Ancak bu çıkarların korunması sırasında, Türkiyeye büyük bir bedel 
		ödetiliyor. 
		 
		BOPnin içinde yer alarak kendi kendini parçalayan bir Türkiye ortaya 
		çıkıyor
 
		 
		Ekonomisi, piyasası, bankaları, limanları, Batı kapitalizminin denetimi 
		altına sokulmuş bir ülke oluşturuluyor. 
		 
		Bu arada Kürdistan projesi ile ülkenin önemli bir bölümünün ayrıldığı 
		yeni bir coğrafya isteniyor
 
		 
		Bütün bunlar yetmiyormuş gibi Atatürkün Türkiyesi yerine Ilımlı 
		İslamın egemen olduğu bir ülkeyi tercih ediyorlar
 
		 
		Bunlar gerçekler, ne yapılması gerektiği biliniyor, her şey ortada
 
		Adan Zye bütün gücümüzü birleştirmek ve Atatürk Türkiyesini kurtarmak 
		zorundayız. 
		 
		Sömürgecilere karşı, dincilere karşı birlik olmalıyız. Önemli olan 
		Türkiyenin tarafında durmaktır. 
		 
		 
		Gerçek taraflar hangileri?.. 
		 
		Türkiyede yaşamakta olduğumuz çatışmanın, sadece Atatürkçülerle 
		dinciler arasında olduğunu zannetmek çok yanlıştır. Sahnenin önünde 
		Atatürkçüler ile dinciler görülmesine karşın kuliste çok geniş ve derin 
		bir çatışma var. (**) 
		 
		BOPu yürüten Batı, dincilerin arkasında. O zaman şu sorulara yanıt 
		arayalım; 
		 
		Sahnenin önünde,  Ben dincilere karşı Atatürk Cumhuriyetinin 
		yanındayım diyenlerin yüzde kaçı gerçekte, Batının Türkiye ve bölge 
		üzerindeki sömürgeciliğine karşı ? 
		 
		ABD, AB ve işbirlikçi dinciler arasında oluşturulan cepheye, bütünüyle 
		karşı çıkıyorlar mı? Yoksa  Ben sadece dinci işbirlikçiye karşıyım, 
		diğer işbirlikçiler beni ilgilendirmez mi diyorlar? 
		 
		Sahnenin önündeki cepheler ile kulisteki cepheleri bir bütün olarak 
		görmezsek, sadece kendimizi kandırmış oluruz
 
		 
		Açık işbirlikçiler yanında örtülü işbirlikçileri de görmeliyiz. 
		 
		 
		(*) T.Özakman, Diriliş, Bilgi Yayınevi 2008 
		(**) Bıçak Sırtındaki Türkiye, Truva, 2008 
		 
  
		
		
		
		
			  
		  
		   |