Operasyonun Siyasi Boyutunda Neler Saklı? 
		
		
		
		
		 Sınır ötesi kara harekâtını 
		Türkiye-Amerika ve Türkiye-AB ilişkileri açısından değerlendirdiğimiz 
		zaman "belirli olan bazı yönler dışında, çelişkiler taşıyan ve 
		karanlıkta kalan kimi noktaların bulunduğunu görüyoruz.  
		 
		- ABD, Türkiyenin PKKye karşı önce havadan sonra da karadan operasyon 
		yapmasına yeşil ışık yakıyor. Oysa PKK, ABDnin 2003′te Irakı işgalinin 
		arkasından yeniden güçlendi. Bu güçlenme, "ABDnin denetimindeki Kuzey 
		Iraktan beslenerek sağlandı". 
		 
		2003′ten itibaren PKKyi Türkiyeye karşı bir terör örgütü olarak 
		kullanan ABD neden 2007′nin ikinci yarısından itibaren politika 
		değiştirdi? Akla gelebilecek olasılıklar neler? 
		 
		 
		1) PKKyi 2003-2007 döneminde kullanarak Ankarayı köşeye sıkıştırdı; 
		şimdi ise onu geri çekme karşılığında başka ödünler koparmak istiyor. 
		 
		2) ABD Türkiyede büyük prestij kaybetti. Irakta masum insanları 
		öldürdüğü, Irakın kuzeyinde kukla  Barzani Kürt yönetimini (devletini) 
		kurduğu ve PKKyi bize karşı desteklediği için Türk halkı (yüzde 90′ı) 
		ABDye karşı cephe aldı. ABD, kamuoyundaki bu imajı değiştirmek için  
		PKK kartını geri çekiyor , bir düşünce de bu. 
		 
		3) ABD, İrana karşı Türkiyeyi yanına çekebilmek için bir ödün vermek 
		zorunda. Önce sorunu yarattı, onu bir ödün haline getirdi. Şimdi de bu 
		kartı kullanmayacağını söyleyerek karşılığında  İran konusunda askeri 
		ve siyasi destek istiyor". 
		 
		4) ABD Irakta batağa saplandı; BOP bu yüzden aksıyor. Bunu düzeltmek 
		için "Türkiyeyi, yalnız AKP ile değil, ordusu ve kamuoyuyla da yanına 
		çekebilmek için PKK ödününü vermek zorunda. 
		 
		5) Karadeniz başta olmak üzere, ABDnin Türkiye üzerindeki baskı ve 
		dayatmaları sonucu Türkiyedeki bazı etkili çevreler ve bürokrasi, 
		Rusya ile ilişkilerin geliştirilmesi gerçeğini görmeye başladılar. Bu 
		sürecin kesilmesi ve Amerika yararına tersine çevrilebilmesi için bir 
		ödün vermek gerekiyordu. Bu ödün, PKK üzerinden verildi. Askeri 
		operasyonlarla, "Ordu'nun da ABDye olan yakınlığı güçlendirilebilecekti". 
		
		
		 
		
		 
		
		  
		 
		
		
		  
		
		Silahlı değil siyasi
 
		 
		PKKyi silahlı bir terör örgütü olarak tutmak yerine, siyasi bir zemine 
		çekmek ve Türkiyenin karşısına oturtmak, Kürdistan projesinde yeni bir 
		aşama sağlayacaktır. 
		 
		PKKnin siyasi ucu DTP olarak zaten Meclise sokulmuş durumda. Dünya 
		kamuoyuna ABD, AB ve İsrailin sağladığı teknik ve siyasal olanaklarla 
		her türlü pazarlamayı yürütecek konuma getirilmişler. 
		 
		 
		- Bir taraftan, PKKnin silahlı (askeri) kanadının çökertilmesi için 
		Ankaraya olanak sağlanır ve ödün verilirken; 
		 
		- Diğer yandan siyasi kanadının önünün açılması için, Askeri ödünün 
		karşılığını istemek çok daha kolay olur. 
		 
		 
		AB çevreleri masaya oturun diye bastırıyorlar. ABD, kendi 
		söyleyemediklerini Brükseli konuşturarak sağlıyor. DTP, AB ve ABDnin 
		sağladığı medya olanaklarıyla dünyaya siyasal pazarlamalarını yapıyor.  
		
		
		 
		
		 
		
		 
		
		
		
		  
		
		PKK değil BOP 
		 
		Türkiye için esas sorun BOPtur. BOPun sahipleri ABD, AB ve İsraildir. 
		PKK, Kürdistan ve BOP için kullanılıyor. Ankaranın, PKK ile olmasa bile 
		şimdilik Barzani (ve Talabani) ile masaya oturtularak, Kürdistan 
		projesinin meşrulaştırılmasının altyapısı hazırlanıyor. 
		 
		PKKnin silahlı ve terörist kanadı feda edilerek karşılığında siyasal 
		boyut öne çıkarılmak isteniyor. Gelişmelere baktığımız zaman bunu net 
		olarak görüyoruz. 
		 
		 
		- TSK PKKye karşı askeri (ve silahlı) operasyonlarını sürdürürken; 
		 
		- Öte yandan Kürtçülüğün altyapısını hazırlayan ödünler ve uygulamalar, 
		eşzamanlı olarak AKP hükümeti tarafından yürütülüyor. Kürtçülüğün 
		silahlı boyutu feda edilirken, siyasal boyutu Batı tarafından öne 
		çıkarılıyor. 
		
		
		      
		
		ABD ve AB medyası PKK için terör örgütü ifadesini kullanmıyor. 
		Gerilla, isyancı ve ayrılıkçı sözcüklerine yer veriliyor. 
		 
		Sınır ötesi PKK operasyonunun ne anlama geldiğinin görülebilmesi için, 
		bu operasyonların BOP içindeki yerinin ve etkisinin iyi 
		değerlendirilmesi gerekir. 
		 
		 
		1) ABD, BOPtan vazgeçmemiştir. 
		 
		2) BOPun temel hedeflerinden biri Kürdistan devletidir. ABD, AB ve 
		İsrail bu projelerini sürdürüyorlar. Ankaraya söyledikleri değil 
		yaptıkları önemli. 
		 
		3) PKKye karşı Türk-Amerikan işbirliği, BOPa karşı bir operasyon 
		değildir. ABD operasyonları, bu koşulla kabul etmiştir. 
		 
		 
		O zaman şu soruyu sormamız gerekiyor: Sınır ötesi kara harekâtı yalnızca 
		PKKnin askeri (silahlı) kanadını zayıflatacak, buna karşılık siyasal 
		kanadını güçlendirecek bir plan olarak Batı tarafından öngörülüyorsa, 
		sonuçta ne değişecektir? 
		 
		Bu arada AKP hükümetinin Kosova için ABDnin talepleri doğrultusunda tam 
		bir işbirliği içine girmesi ve Rusyayı açıkça karşısına alması, BOP ve 
		Kürdistan konusunda da bazı yeni angajmanların gündeme geldiğinin 
		göstergesidir. 
		 
		Bugünlerde bazı medya çevrelerinde Rusya karşıtı yayınların abartılı bir 
		biçimde öne çıkmaya başlaması AKP üst yönetimiyle Washington arasında 
		yeni bazı anlaşmaların yapıldığının belirtisidir. 
		 
		Önümüzdeki aylarda bunların ne olduğunu anlamaya başlarız. 
		 
		Erol Manisalı 
  
		GAP vs BOP 
		
		
		  
		
						
		
		
						
		
		
			  
		
						 
		
		
		
		 |